Kahramanmaraş

Akarca, basın mensuplarıyla buluştu

MARASPOSTA.COM

Nesine 3. Lig 4. Grup'ta mücadele eden AKEDAŞ EPSAŞ Kahramanmaraş İstiklalspor Kulübü Başkanı Ahmet Gaffar Akarca, kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Akarca, Büyükşehir Belediyesi Şairler Tepesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında, takımın başarılı olduğunu söyledi. Depremlerden sonra toparlanmaya başladıklarını aktaran Akarca, şöyle konuştu:

"Oyuncuları, henüz o günlerde antrenman tesisi, kalacak evleri ve oynayacak çim sahası olmayan bir kulübe transfer etmek, bizim için her anlamda kolay olmadı. Bunları, 'neden anlatıyorsun zaten bildiğimiz konular' diyenleriniz aranızda olabilir, ama biz, maalesef Türk insanı olarak biraz balık hafızalıyız, çok çabuk unutuyoruz. Hatırlatmak istiyorum ki bize yapılan eleştirilerde, bu gerçeklerin unutulduğunu görmekteyim."

Akarca, takım ve kendisine bazı olumsuz eleştirilerin yapıldığını anlatan Akarca, şunları kaydetti:

"Sporcusunun, kulüpte çalışan emekçisinin, şoförünün, malzemecisinin parasını gününde ödemeye çalışıyoruz diye bununla şehri ve kulübü adına gurur duyması gerekenler, bunu eleştiriyor. Oyuncularımıza ve çalışanlarımıza en iyi imkanı sunmaya uğraşıyoruz diye, 'şımarıklar takımı' olarak adlandırılıyoruz. Oyuncularımıza verdiğimiz değerin hem kendileri hem de rakiplerimiz tarafından bilinmesi için en kaliteli spor markalarıyla anlaşıyorum. Her anlamda ve her koşulda, en iyi imkanı sunmak için uğraşıyoruz."

Yapılan yorumların takımda olumsuz etki ortaya çıkardığını belirten Akarca, takımın daha iyi yerlerde olması için çalışmaları sürdüreceklerini ifade etti. AKEDAŞ EPSAŞ Kahramanmaraş İstiklalspor Kulübü Başkanı Ahmet Gaffar Akarca, şunları söyledi:

Öncelikle uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda çalışan geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan gazeteci Abdullah KEKİL abimize Allahtan rahmet ailesine ve sizlere başsağlığı diliyorum. Aslında bu toplantıyı geçtiğimiz haftalarda yapacaktık başka birtakım sebeplerden iptal etmek durumunda kaldık. Sonrasında devre arasında yapalım diye düşünmüştüm fakat son günlerde gördüğüm bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kamuoyunda yaratılmaya çalışılan bilgi kirliliğinin giderilmesi adına bir an önce yapmayı uygun gördüm. İzin verirseniz bu sohbetimizi 3 e ayırmak istiyorum. ilk önce biz bu göreve nasıl ve ne için geldik ,ikinci olarak geldikten sonra neler yaptık ve yapmaya çalışıyoruz sizinle bunları paylaşayım. Sonrasında da hep birlikte kahvaltımızı yaparken sizlerin sorularınıza cevap vermeye çalışayım. Fırat Görgel başkanımız henüz aday olduktan sonra görüştüğümüz bir çok platformda benden geniş katılımlı güvenilir bir yönetim oluşturmamı istedi açıkçası bende kendisine çok teşekkür ettim şahsıma bu güveninden dolayı ve hep dedim ki “ abi sağol ben bir aile şirketi yönetmeye çalışıyorum ailem çocuklarım İstanbul’da zaman konusunda çok zorlanırım beni faal bir yönetici olarak görme ama şahsımdan beklediğin maddi yardım ne ise iki katını vereyim manevi olarak ta her zaman takımımıza destek olayım ama beni affet dedim “ .sağ olsun kendisi benim bu söylemlerime rağmen kabul etmeyince bunu bir görev olarak addedip ve deprem sonrası şehrimiz için Fırat başkanımızın oluşturmaya çalıştığı enerji ve morale katkı sunmak adına sorumluluk görüp çalışmalara başladım .ve kısa bir süre içerisinde de şehrimizi alanlarında kendilerini ispat etmiş saygı gören arkadaşlarımdan oluşan geniş katılımlı bir yönetim kurulu oluşturarak kolları sıvadık . Belki de zamanında babamın ’da yönetimimde bulunduğu duayen başkanımız Hüseyin Belli’den bu yana ilk kez bu şehrin sanayicisini, bürokratını, esnafını birlik ve beraberlik içerisinde güzel bir enerji ile bir araya getirdik. Tabi kamuoyuna verdiğimiz bu fotoğraf haklı olarak beklentileri yükseltti bizlerin de sorumluluğu daha da arttırdı. böyle olunca da geçiş yılı olarak planladığımız bu yılı aslında henüz yeni doğmuş bebek gibi olan bünyesinde bir tane topu bile olmayan kulübümüzü hızlı ve iddialı bir şekilde her şeyiyle sıfırdan kurmaya çalıştık ve emin olun hiç kolay olmadı tam 25 tane yeni oyuncu ile anlaşıp göreve başladıktan 1 ay sonra takımı her konuda eksiksiz kampa götürebilmek. Asrın felaketinin merkez üssü olan şehrimizde böyle üst düzey beklentiler varken iyi ve iddialı bir takım kurmak gerçekten çok zordu. Oyuncuları henüz o günlerde antrenman tesisi, kalacak evleri ve oynayacak çim sahası olmayan bir kulübe transfer etmek bizim için her anlamda kolay olmadı. Bunları neden anlatıyorsun zaten bildiğimiz konular diyenleriniz aranızda olabilir ama biz maalesef Türk insanı olarak biraz balık hafızalıyız çok çabuk unutuyoruz ve hatırlatmak istiyorum ki bize yapılan eleştirilerde bu gerçeklerin unutulduğunu görmekteyim. Fakat son bir konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum doğum sancısı çektiğimiz başlangıç dönemlerimiz de bir spor kulübü olmak yolunda çocuklarımıza gençlerimize sporun her branşını sevdirmek, onları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak adına Maraş tarihinde ilk kez profesyonel basketbol takımı kurarak liglerde mücadele ettiğimizi de yine özellikle hatırlatmak istiyorum. Şimdi günümüze geldiğimizde ben şahsen pek okumamayı ve yaptığım işe konsantre olmayı tercih ediyorum ama bazı gazetecilerimizin köşelerinde ve taraftarlarımızın sosyal medyada kaleme aldığı bazı konulara yönetici arkadaşlarımdan gelen istek üzerine artık değinmek zorunda hissettim kendimi.

Basınımızın güzide temsilcileri, Bu şehrin en büyük firmasını isim sponsoru yine en büyük şirketlerinin 4 tanesini forma sponsoru ve 5-6 tane kuruluşunun da destek sponsoru oldukları bir şekilde çıktık bu yola. Huzurlarınızda hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum bizlere güvenip her anlamda destek oldukları için. Bilmem farkında mısınız bu büyük oluşumun sayesinde şehrin gündemine sporu getirdik stat eksikliğimiz bu birliktelik sayesinde çözülüyor bunları görmezden kimse gelemez gelmemelidir de. Emin olun bu birliktelik sayesinde daha birçok güzel sonuçlar alacağımız zamanlarda gelecektir ama üzülerek görüyorum ki varsa yoksa maç sonuçlarına bakıyor herkes. Tabiki onlarada hak veriyorum neticede yaptığımız iş alınan skorlara bağlı. Herhalde bu kadar maddi manevi emeğini harcayan bir kardeşiniz olarak en az sizler kadar bende üzülüyorum saha sonuçlarından ama yaptığımız bu kadar iş sadece bir sezonluk geçici bir başarı için değil. Bir şeyleri sıfırdan yapıyoruz, bir spor kültürü yaratmaya çalışıyoruz ve daha yolun çok başındayız. Eleştirilere sonsuz saygım var ama en azından bu dönemde gösterilen bu çabayı dikkate alınmasını değerli buluyorum. Tabi bu sözlerim herkes için geçerli de değil. Bizlere dua eden maddi olmasada manevi olarak bizi her platformda destekleyen dostlarımıza gerçek bu şehre sevdalı insanlarımızı ayrı tuttuğumuzu hatırlatmak isterim. Şimdi bana gelen bazı eleştirilere izniniz olursa cevaplamaya çalışayım. Sporculara ödenen prim konusu. 100 ler 150 liler havada uçuşuyormuş. Bunu söyleyenler ya para saymasını bilmiyor ya da hiç dayak yememişler. Prim sistemimiz iç ve dış maçlarda 40 bin tl dir sezon başından bu yana .takımı papazlardan (yani argo tabiriyle afedersiniz kaşar oyunculardan ) kurduğumuz söyleniyormuş. Herhalde papaz takımın yaş ortalamasının 25 olduğunu dikkate almıyor bunu söyleyen arkadaşlar. daha önce küme düşmüş bir takımda oynamamış oyuncuları takımımıza almamaya özen gösterdim, şampiyonluk duygusunu hissetmiş futbolcularla bu yola çıkmak istedim. Ayrıca da geleceğe yatırım yapmak adına 2.lig de de oynayabilecek takım iskeletini oluşturmaya dikkat ettik. Sezona Ahmet Taşyürek hocamız ile 2 si deplasman da olmak üzere 3/te 3 yaparak başladık sonrasında tamamı baştan yeni kurulmuş bir takım olmamızın etkisiyle inişli çıkışlı bir grafik sergiledik ve maalesef istikrardan çok yana olmama rağmen hocamızın kendisinden gelen ayrılık talebini kabul ettim ve derhal bu grubu iyi tanıyan geçtiğimiz yıl zor durumdaki Turgutlu spora play off oynatma başarısını gösteren son derece idealist, genç, dinamik ve kendini her geçen gün geliştiren Ramazan Çelik hocamız ile anlaştık .Bu konuda da bizi vizyonsuz olarak adlandıran bir kesim olmuş. Onlara da saygı duyuyorum fakat galiba unutuluyor 3.lig de mücadele eden bir takım olduğumuz gerçeğini. Bizim vizyonumuzu anlamak isteyenleri mesela bu hafta sonu basketbol maçımıza davet ediyorum gelsinler görsünler daha önce hiç yapılmamışları nasıl bir vizyon ortaya koyarak yapmaya çalıştığımızın en açık örneğini yaşasınlar.

Şimdi bize bir isim bulmuşlar piyasada. Zenginler takımı! Sporcusunun, kulüpte çalışan emekçisinin şoförünün malzemecisinin parasını gününde ödemeye çalışıyoruz diye bununla şehri ve kulübü adına gurur duyması gerekenler bunu eleştiriyor. Oyuncumuza ve çalışanlarımıza en iyi imkânı sunmaya uğraşıyoruz diye şımarıklar takımı olarak adlandırılıyoruz. Ne isteniyor bizden tam olarak anlayamıyorum? Çalışanlarının ödemelerini yapmayan esnaflarına verdiği sözleri tutmayan bir yönetim mi bekleniyor bizden. Ben gittiğimiz deplasmanlara sırf şehrimizin bilinirliği artsın büyük bir şehrimiz olduğunun farkına varılsın diye takım otobüsümüzü bir gün önceden yolluyorum. Takımı havaalanında karşılasın o şehrin caddelerinden geçsin diye yolunu uzattırıyorum otele giderken özellikle gittiğimiz şehirlerdeki en iyi otellerin önünde bir gün boyunca ismimiz görünsün diye otobüsümüzü en görünür yere park ettiriyorum (bu kadar detayına kadar düşünüyorum). Oyuncularımıza verdiğimiz değerin hem kendileri hemde rakiplerimiz tarafından bilinmesi için hem en kaliteli spor markaları ile anlaşıyorum. Her anlamda ve her koşulda en iyi imkânı sunmak için uğraşıyoruz. Türkiye’de hiçbir 3.lig kulübünün kamp yapmasına olanak verilmeyen Fenerbahçe topuk yaylası tesislerinde kamp yapmasını sağlıyorum sırf oyuncularımız ne kadar büyük bir şehrin takımında olduklarını hissetsinler diye.

Şimdi sizlere soruyorum biz bunları yaparken şımarıklığımızdan mı yoksa zenginler kulübü olduğumuzdan dolayımı yapıyoruz? Profesyonel sosyal medya hesapları, resmi kulüp YouTube kanalı ve çok yakında hizmete açacağımız taraftar mağazamız ile her bakımdan bir marka yaratmaya ve şehrimizde spor kültürü oluşturmaya çaba gösteriyoruz. Kamuoyunda yaratılmaya çalışılan bu algıyı ben anlamakta zorlanıyorum. Şimdi buradan bu algıyı yaratmaya çalışanlara ve sosyal medyada klavye delikanlılığı yapanlara sesleniyorum (ben onlara yıllar önce Mustafa Denizli’nin dediği İçimizdeki İrlandalılara benzetiyorum) yıllardır ağızlarda sakız olan “Sahipsiz Maraş “sözünü yıkmak için yola çıkmış şehrin istihdamında ekonomik hayatında en önemli kuruluşlarının sahiplerini ya da evlatlarını küstürmek mi istiyorsunuz? Heyecanlarını yok etmek mi istiyorsunuz ? Üzülerek söylüyorum bu bakış açısı böyle devam ettiği sürece yakında buralarda görev alacak insanlar bulamayız. Gerçekten anlamakta zorlanıyoruz, sanki bizler bu göreve gelerek günah işlemişiz? Birçok değerli yönetici arkadaşım zamanından ailesinden ve ceplerinden fedakârlık göstererek hiçbir beklentileri olmadan büyük bir mücadele içerisindeler. Ben kendimi söylemiyorum bile bu takımla yatıp bu takımla kalktığımı daha ilk kampımızdan bu yana hiçbir yerde ve deplasmanda yalnız bırakmadığımı. Bakın taraftar psikolojisini bir yere kadar anlarım neticede bende bir taraftarım ama gazeteci abilerimiz tarafından kaleme alınan sadece dedikodudan ibaret iftiralara itibar edilmesini anlayamıyorum. Oysa isterim ki bu yazıları yazmadan bir telefon açıp gerçeğini öğrendikten sonra kamuoyuyla paylaşmalarını bakın değerli basın mensupları, bu şehir çok büyük olduğu kadar çok ta küçük herkes kimin ne olduğunu bilir özünde. Çok uzak değil şurdan Çarşıbaşına Saraçhaneye sarayaltına gittiklerinde bizleri atalarımızı babalarımızı sorduklarında haklarımızda neler söyleneceğini çok şükür biliyoruz ve kendi adıma söyleyeyim bundan da gurur duyuyorum. Biz kırk kişiyiz kırkımızda birbirimizi iyi biliriz bazı yazılanları okuyup ve söylenenleri duyuncaaslında bunların arkasında kimler olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz. Buradan sizler aracılığınızla onlara son kez sesleniyorum eğer ortak paydanız sizin de Kahramanmaraş ise birazda vicdanınız var ise bizlere her konuda destek olun destek olamıyorsanız bile en azından köstek olmayın.

AHMET GAFFAR AKARCA

KAHRAMANMARAŞ İSTİKLAL SPOR KULÜP BAŞKANI