Aydın Olabilmek

Aydın, ileri görüşlü anlamına gelip sorgulayan, bağımsız düşünceli olabilen ve davranmasını bilebilendir. Aydın, bilgi birikimini geliştirmeye çalışarak toplumsal düşünceyle bütünleştirebilen, bağnaz düşünceden uzak durarak bilgi güneşinden aldığı ışığı karanlığa yansıtabilendir.

Çevresinin etkisinde de kalmadan, çağdaş seviyeye kendine özgü düşünce biçimiyle ulaşabilen cesur ve sürekli düşünebilen insan bir aydındır.

Korkusuzca doğayı seven, sevgisini ürettiğini paylaşarak, değişimi, dönüşümü yeniliği simgelemektedir aydın kişi. Yol gösterici, çağdaş yapıdan hiçbir zaman uzaklaşmayan bilimden, gelişim ve değişimden yana, ilerlemeyi sağlamak için ön planda olmaktan asla çekinmeyendir.

Otorite’nin tezlerine karşı durabilen, sisteme karşı, toplumsal vicdanın sesi, ezilenlerin, mülksüzlerin safında, hiçbir şekilde kişisel çıkar sağlamayan ve her zaman evrensel kabul görmüş doğruların yanında olmaktır.

Toplumdaki sorunlardan tek başına kurtulamayacağını da bilerek bu sebeple toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutandır. Güven yaratmaya çalışmanın yanında emeksiz kazanç elde edenleri de su yüzüne çıkaran kan davası yaratmayarak kötülükleri önlemek adına adım atandır.

Kişileri yararlı hale getirerek yalancılığı da önleyerek evrensel düşünüş duyarlı oluşun savaşlara karşı çıkışın adıdır. Yaşadığı toplumda eğitimden yoksun iş bulamayan yoksulluk içinde yaşayan insanların sorumluluğunu da omuzlarında taşıyarak doğru bilgisini eyleme geçirebilendir.

Rıfat Ilgaz’ın “Aydın Mısın” şiirinin mısralarını anımsayalım mı? Ne diyordu eğitimci toplumcu değerli ozanımız:

Kilim gibi dokumada mutsuzluğu

Gidip gelen kara kuşlar havada

Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden

Tabanında depremi kara güllelerin

Duymuyor musun

kaldır başını kan uykulardan

Böyle yürek böyle atardamar

Atmaz olsun

Ses ol ışık ol yumruk ol

Karayeller başına indirmeden çatını

Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm

Alıp götürmeden büyük denizlere

Çabuk ol

Tam çağı işe başlamanın doğan günle

Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden

Her satırında buram buram alınteri

Her sayfası günlük güneşlik

Utanma suçun tümü senin değil

Yırt otuzunda aldığın diplomayı

Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış

Tel örgüler çevirmiş yöreni

Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende

Benden geçti mi demek istiyorsun

Aç iki kolunu iki yanına

Korkuluk ol

ÖZGÜR KARAKAYA