SETENAY GÖKDAĞ (*)
Marmara Bölgesindeki tarihi yerler
Dünyanın en ilgi çekici yapıları bu güzel bölgemizde yer alıyor. Haydi birlikte Marmara bölgesindeki tarihi yerlere doğru bir yolculuğa çıkalım.
66- Tarihi Yarımada, İstanbul
İstanbul’un en eski sınırlarının içerisinde yer alan tarihi yarımada bölgesi, Suriçi olarak da biliniyor. Fatih ilçesinin bir parçası olan bölgede yolu İstanbul’dan geçmiş neredeyse tüm uygarlıklara dair eserler bulabiliyoruz. İstanbul ziyaretinde mutlaka Eminönü’nde balık-ekmek yemeli, meşhur Mısır Çarşısı’nı ve Kapalı Çarşı’yı gezmeli, Gülhane Parkı’nda boğaz manzaralı bir çay içmeli, Sultanahmet’te bulunan tüm tarihi yapılara ve müzelere uğramalısın! Eğer bu güzel şehri detaylı bir şekilde keşfetmek istersen İstanbul'da gezilecek yerler, mutlaka görülmesi gereken 80 yer içeriğimize de mutlaka göz atmalısın.
67- Ayasofya, İstanbul
İstanbul’da gezilecek yerler denilince ilk akla gelen yerlerden olan Ayasofya, dünyanın en eski katedrallerinden biri. Doğu Roma İmparatoru Konstantios tarafından 360 yılında inşa ettirilmiş. Günümüzdeki görümüne ise İmparator Justinianos’un emri üzerine çalışan Trallesli Anthemios ve Miletoslu İsidoros sayesinde gelmiş. Bu iki mimarın 5 yıl 10 aylık çalışmasıyla o dönemdeki diğer yapılara göre dünyanın en kısa sürede yapılan katedrali olmuş. 1453’te İstanbul fethedildikten sonra Ayasofya cami haline getirilmiş. Mimar Sinan, Ayasofya’nın minarelerini inşa etmiş. 1935 yılında müze haline getirilen Ayasofya, 2020 yılında ibadete açıldı. Ayasofya Müzesi, Pazartesi günleri dışında yazın 09.00-19.00, kışın 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.
68- Topkapı Sarayı, İstanbul
Tarihi Yarımada’ya gittiğinde görmen gereken ilk yerlerden biri Topkapı Sarayı tabii ki. Sarayburnu’nda konumlanan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl boyunca Osmanlı’nın merkezi olmuş. Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı dönemlerinin izlerini taşıyan saray, 3 Nisan 1924’te müze haline getirilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk müzesi olmuş. 300.000 metrekarelik alan üzerinde bulunan Topkapı Sarayı, 300.000 arşiv belgesiyle dünyadaki en büyük saray müzeleri arasında yer alıyor. Harem Bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda ve Köşkler Bahçesi gibi bölümlerinin çok ilgi gördüğü Topkapı Sarayı’nı Salı günleri dışında gezebilirsin. Saray, hafta içi 10.00-17.00, hafta sonu ise 10.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
69- Sultanahmet Camii, İstanbul
İstanbul’un en turistik noktası olan Sultanahmet Camii, sadece şehrin değil ülkemizin de sembolik yapılarından. Sultan I. Ahmet’in emriyle Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa’nın 17. yüzyılda inşa ettiği caminin iç döşemesi 21.043 adet İznik çinisiyle kaplı. Çinilerin rengi nedeniyle masmavi bir görünüme sahip olan Sultanahmet, özellikle yabancı turistler arasında bu özelliğiyle Mavi Camii yani Blue Mosque olarak tanınıyor. Caminin 16 şerefesi, Sultan I. Ahmet’in 16. Osmanlı Padişahı olmasını simgelemek için inşa edilmiş. Günümüzde Sultanahmet Camii ibadete açık. Bu yüzden de Cuma günleri ve bayramlarda çok kalabalık olabiliyor.
70- Galata Kulesi, İstanbul
Gelelim İstanbul’daki en sevdiğim yere, Galata Kulesi’ne. Şehrin sembollerinden biri olan kule 528 yılında inşa edilmiş. Fatih’in İstanbul’u fethinden sonraysa Cenevizliler tarafından anahtarı imparatorluğa devredilmiş. Terasından tüm İstanbul’u keyifle seyredebileceğin kulenin en üst katı restoran olarak işletiliyor. Dilersen hemen altındaki merdivenlerde ve banklarda oturarak İstanbul yerine Galata’yı da seyredebilirsin.
71- Aya Yorgi Kilisesi, İstanbul
Büyükada’nın tepe noktasında yer alan Aya Yorgi Kilisesi, her sene dileklerinin kabulü için ona sessizce ve iplerle yürüyen ziyaretçilerini ağırlıyor. Bir Ortodoks kilisesi olan yapının bu popüler efsanesi sebebiyle 24 Eylül ve 23 Nisan tarihlerinde hem adada hem de kilisede insan yoğunluğu yaşanıyor. 1751 yılında yapılan kilisenin yolu ise oldukça yokuşlu. Burayı meşhur tarihlerinden birinde ziyaret etmek istersen Büyükada otellerinde erken rezervasyon yaptırmalısın. Yoksa yer bulmak pek mümkün olmuyor.
72- Dolmabahçe Sarayı, İstanbul
Beşiktaş’tan Kabataş’a uzanan sahil şeridinde, denizin hemen kıyısında bulunan saray Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete ulaştığı yer olduğu için milli ve tarihi önem taşıyor. Evliya Çelebi’nin notlarına göre Yavuz Sultan Selim şimdiki sarayın olduğu yere bir köşk yaptırmış. 19. yüzyıldaysa, Sultan II. Mahmut köşkün yerine bir saray inşa ettirmiş. İstanbul’un en büyük üçüncü sarayı olan Dolmabahçe, cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında yabancı konukların ağırlandığı, kongre ve toplantıların düzenlendiği bir yapı halini aldı. 1952 yılından beri saray, Atatürk’ü anma ve turistik ziyaret amaçlarıyla halka açık.
73- Selimiye Camii, Edirne
Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği Selimiye Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun eski başkentlerinden biri olan Edirne’de yer alıyor. Şehrin her yerinden görülebilen eser, zarafet ve ihtişamı bir arada bulunduruyor. Sultan II. Selim’in yaptırdığı Selimiye’nin çini süslemeleri İznik’te üretilmiş. Bu süslemelerde motif olarak 101 çeşit lale kullanılmış.
74- Truva Antik Kenti, Çanakkale
Meşhur Troya Savaşı’nın yaşandığı topraklar olan Truva, dünyanın en ünlü antik kentlerinden biri. 9 katmandan oluşan kentteki ilk yerleşimin M.Ö. 3000 civarında olduğu düşünülüyor. Troya Ören Yeri girişindeki müzede bu eşsiz kentin kazısından çıkarılan yüzlerce eseri ziyaret edebilirsin. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2018 yılı, Troya Yılı ilan edildi. Bu ilanla beraber bölgeye olan ilgi de arttı.
Konum Linki
75- Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Çanakkale
Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde bulunan milli park, her gittiğimde hüzün ve gururla dolduruyor içimi. I. Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri olan Çanakkale, savaşın en şiddetli ve kanlı yüzünü de yaşadı. Bölge rehberleri eşliğinde gezebileceğin yarımadada savaşın kalıntıları, tabyalar, kaleler, müzeler, yeniden canlandırma eserleri ve elbette ki şehitlikler bulunuyor. Bu toprakların tarihini yerinde öğrenmek istersen Çanakkale’ye otobüs seferlerini ülkenin her yerinden bulabilirsin.
76- Ulu Camii, Bursa
Osmanlı padişahı I. Bayezid tarafından yaptırılan camii kentin en önemli simgelerinden biri. Yapı aynı zamanda ilk çok kubbeli Osmanlı camisi. 1855 yılındaki depremden büyük ölçüde etkilenen caminin restoresinde dönemin en ünlü hattatları da rol oynamış. Bu sebeple cami adeta bir hat sanatı müzesi olmuş. Bursa turlarının vazgeçilmez uğrak noktası olan Ulu Camii’yi ziyaret ettikten sonra kent merkezinde yer alan ünlü hanları gezmeyi de unutma!
77- Taksiyarhis Kilisesi, Balıkesir
Turistik Ayvalık’ın en renkli beldesi Cunda Adası’ndaki Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık’ın ilk kilisesi. 1873’te inşa edilen ibadet yeri şu anda tarihi dokusu bozulmamış bir anıt müze aynı zamanda. Rahmi M. Koç Müzesi ismiyle hizmet veren kilisede tarihi oyuncaklardan bebek arabalarına, teknelerden model arabalara kadar çeşitli koleksiyon eserleri bulunuyor. Ayvalık merkezden Cunda Adası’na dilersen dolmuş dilersen tekne ile geçebilir, Taksiyarhis’i ziyaret ettikten sonra ada sokaklarını keyfini çıkarabilirsin.
78- Yürüyen Köşk, Yalova
1929 yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşaması amacıyla inşa edilen köşk Yalova’da bulunuyor. Atatürk’ün mülkün bahçesinde bulunan çınar ağacının kesilmemesi için binanın yerini raylı bir sistemle kaydırması sebebiyle Yürüyen Köşk adını almış. Köşkü ziyaret ettiğinde hala ziyaretçilerini selamlayan çınar ağacını görebilirsin. Buradaki kafede organik ve lezzetli kahvaltının tadını çıkarabilir, tarihi ve siyasi önem taşıyan köşkün içerisini turlayabilirsin.
79- Koza Han, Bursa
Orhan Cami ve Ulu Cami arasındaki geniş alanda inşa edilmiş Koza Han, II. Bayezıt tarafından İstanbul’daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmış bir han. Üst katında 50, alt katında 45 oda bulunan Koza Han, ipek ve ipek ürünlerinin satıldığı önemli bir merkez. Gezdikten sonra çay içmek ya da bir şey atıştırmak isteyenler düşünülerek Koza Han’ın bahçesine kafe ve çay bahçesi yapılmış. 1492 yılında yapılan bu yapıyı gezerek geçmişe bir yolculuk yapabilir, eşsiz Bursa ipeğinden ürünler satın alabilir ve hanın bahçesindeki kafede demli bir çay içebilirsin.
80- Küçük Mustafa Paşa Hamamı, İstanbul
Bizans Kilisesinden dönüştürülmüş Gül Cami’nin karşısında konumlanmış Küçük Mustafa Paşa Hamamı, 15. yüzyılda yaptırılmış bir hamam. Döneminin en önemli hamamlarından biri olarak kabul gören Küçük Mustafa Paşa Hamamı eski bir yapı olmasına rağmen yapılan restorasyonun ardından bugün de kullanılabiliyor. Restorasyon çalışmaları hamamın özgün planına ve yapının ilk haline uygun olarak yapıldığı için mekana girildiğinde geçmişin izlerini gözlemlemek mümkün. Geçmişte ünlü olan bir yapıda farklı bir deneyim yaşamak için Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nı ziyaret edebilirsin.