Depremlerden etkilenen 4 il ve 2 ilçede mücbir sebep hali uzatıldı

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 4 il ve 2 ilçedeki mükellefler için mücbir sebep halinin 30 Kasım'a kadar uzatıldığını duyurdu.

GİB'in internet sitesinde yer alan açıklamada, afetten etkilenen illerde deprem tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunanların mücbir sebep halinde olduklarının kabul edildiği bildirildi.

Bu tarihten mücbir sebep hali sona erene kadar beyanname ve bildirimlerin verilme süresinin de ertelendiği kaydedilen açıklamada, "Mücbir sebep halinin Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya ile Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki mükellefler için 30 Kasım 2024 Cumartesi günü sonuna uzatılması uygun bulunmuştur." ifadesine yer verildi.

Beyanname ile bildirimlerin, verilme ve ödenme sürelerine ilişkin detaylara "gib.gov.tr" adresinden ulaşılabiliyor.

Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk, afet ve buna benzer hallerdir.[1]

'Mücbir sebep' kavramı hukukun temel kavramlarından birisidir ve hukukun hemen hemen bütün dallarında uygulaması görülmektedir. 'Mücbir sebep' hukukta, bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasını veya talep edilmesini, kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini, süresini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren, bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını, sürelerin uzatılmasını veya eski hale iade edilmesini gerekli ve zorunlu kılan, kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan (kişinin işletmesi dışından) gelen, olağanüstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durumdur. Bu engel, doğal afetler (deprem, sel, seylan, kasırga vb.),[2] sosyal patlamalar (büyük çaplı isyan çıkması, genel grev vb.), hastalıklar, mevzuatla getirilen yasaklamalar ve engellemeler, ablukalar, ambargolar, kişilerin özel mal varlığına büyük çaplı ve tamamen el koymalar, büyük ekonomik krizler, kazalar, hırsızlıklar, yangınlar gibi sayısız türde ve çok değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

Mücbir sebep halinde, kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının kalktığından, oluşan sonuca mücbir sebep oluşturan olayın yol açtığından ve iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir. Yani, nedensellik bağının varlığı (causality) veya ilgili kişinin mücbir sebep teşkil eden olay, durum veya olguya kendi kusurlu, kasıtlı veya ihmali bir hareketi ile yol açmış olması halinde, ilgili kişi, mücbir sebeplerin kendi lehlerine olabilecek etkilerinden ve sonuçlarından yararlanamazlar.

Türkçe’de mücbir sebep deyimi, Fransızcadaki "force majeure" deyiminin karşılığıdır. İngilizcedeki ve Common Law ülkelerinde yoğunlukla kullanılan "act of God" deyiminin karşılığı olarak da kullanılır ve bu kullanım Türkçe’de daha çok mücbir sebep olarak ortaya çıkan büyük doğal afetleri ve olayları ifade eder.

Mücbir sebep aynı zamanda bir hakkın kullanılmasına da engel teşkil edebilir veya hukuktaki sürelerin kaçırılmasına da neden olabilir. İster hukuki sorumluluk, isterse hakkın kullanılması bakımından olsun, bütün bu hallerde, mücbir sebep, sorumluluğu kaldırıcı, sorumluluğu ileri bir tarihe atıcı sonuçlar doğuracağı gibi, çeşitli hallerde sürelerin durmasının kabulü, yeni ek süreler tanınması veya başlangıçtaki sürenin hiç işlemediğinin kabulü, eski hale iade gibi hukuki çözümler de üretilmiştir.

Mücbir sebebin, hukuk dallarının ve sorumluluklar ile hakların özelliğine, hukuk kişilerinin standartlarına, değişen ve gelişen şartlara göre farklı değerlendirmelere tabi tutulduğu bir vakıadır. Bu durum esas olarak mücbir sebep kavramının nispilik özelliğinin bir sonucudur. İmkanları düşünüldüğünde bir gerçek kişi için mücbir sebep teşkil eden bir olayın, yüksek olanaklarına göre bir Devlet tüzel kişiliğinin sorumlulukları bakımından mücbir sebep olarak değerlendirilmemesi son derece normaldir.

Esas itibarıyla, mücbir sebeplerin çeşitlerini sınırlayabilmek mümkün değildir ve devamlı değişme ve gelişme halindedir. Kavramın içeriğinin ve kapsamının değiştiğinden söz edildiği de olmuştur. Ancak en eski hukuk metinlerinden bu tarafa tarihin her çağında kavrama yer verilmiştir. Kanunlarda, ilgili mevzuatta ve sözleşmelerde ve bazı uluslararası hukuki metinlerde mücbir sebepleri tanımlamaya, belirlemeye ve sınırlamaya yönelik hükümler konulduğu da olmuştur.

Mücbir sebeplerle, umulmayan haller, beklenmeyen durumlar, kaza, tesadüf, kaçınılmazlık gibi hallerle farklılıkları ve bu kavramlara bağlanan sonuçlar çeşitli hukuk dallarında ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Mücbir sebeplerin meydana gelmesinde sorumlu durumdaki kişilerin, mevcut bilgi ve imkânlara göre gereken tedbirleri alıp almadıkları hususu, olayın mücbir sebep sayılıp sayılmaması ve kişileri sorumlu tutmak bakımından özellikle araştırılması gereken bir yöndür.

Hafta sonu soğuk hava ve kar yağışı etkili olacak Hafta sonu soğuk hava ve kar yağışı etkili olacak

KAYNAKÇA

1 "Danıştay Kararlarında Mücbir Sebep Kavramı". degipark.org.tr. 2019. 30 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.

2 "Mükellef Hakkı Olarak Mücbir Sebepler ve Sonuçları". barobirlik.org.tr. 2012. 16 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.

Editör: Akif Arslan