Mustafa Kemal Atatürk’ün altı ilkesinden ekonomi ile ilgili olanıdır. Girişimcilere ve özel teşebbüse olumlu yaklaşır. Yol göstericidir, yön verir, planlayıcıdır ve denetler. Hayatın her alanını düzenleme etkinliğidir.
Fırsat eşitliğinden yanadır. Halkı sınıflara da ayırmaz. Kamunun ortak çıkarlarını ve ilerlemesini önemser. Serbest rekabete karşı kamu yararını gözetir. Müdahalecidir, katı da değildir.
Özelleştirmeye de karşı çıkmaz. Antikapitalist de değildir. Özel mülkiyette yer alır. Grev ve lokavta yer verilmez. İyelik hakkını da saygılıdır. Kişisel çalışma ve üretimi temel almaktadır.
Özel girişimin yetki ve gücü dışında kalan ve örgütlenmeyi ve gerçekleştirmeyi içine alır. Özel sektörün yetersiz kaldığı yerde yatırımların bizzat devlet tarafından yapılmasını da ön görür.
Özel sektör işletmeleri ile devlet işletmelerini de dengeli kılmaktır. Birinin diğerini yok etmesine izin de verilmez. Kamu ve özel kesimin kalkınma da birlikte yer almasını savunur. Lokomotif görevi görür. Ekonomik yaşamı desteklemedir.
Yatırımcıya, üreticiye dağıtımcıya, yön vermedir. Ulusal bir ekonomiyi kurmanın da ilkesidir. Devletin de girişimci hale getirilmesi ve ekonomik hayatın içine girmesidir. Ekonomik alanda doğrudan doğruya devletin müdahalesi de yer alır.
Ülkenin, bağımsızlığını korumak için de devletçi bir ekonomi yürütülmüştür. Doğrudan doğruya emperyalizmin müdahalesine karşı kurulmuş bir savunma ilkesidir. Ülkenin sosyal politikasında izlenecek yol ve yöntemlerin belirlenmesi, ekonomik, sosyal ve kültür kalkınmanın da devlet eliyle gerçekleştirilmesidir.
“Çağdaş Yurttaş” yetiştirme amacındadır. Ülke olanaklarının kullanımında, işletilmesinde, kalkınmasında, çağdaşlaşma da devletin ekonomik işlevini de yön vermiştir.
Sosyal güvenliğin sağlanmasını devletin görevi kabul eder. Devletçilik ilkesinin benimsenmesinin temel sebepleri: Halkın birikmiş sermayeden yoksun oluşu, kalifiye eleman eksikliği, girişimciliğin bulunmamasıdır.
Devletçilik ilkesi, en yoğun şekilde 1933-1939 yılları arasında uygulanmıştır. Bu Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğan, ülkemize has bir sistemdir. Deneyimle oluşmuş bir ilkedir.
Karma ekonomi modelidir. Kapitalist ve Marksist modeller dışında bir ekonomik kalkınma yöntemi aramanın ve bunun gereğine inanmanın da ürünüdür.
ÖZGÜR KARAKAYA