ABDULLAH ŞANLIDAĞ
“Adalet mülkün temelidir” sözü Hz. Ömer’e atfedilir. Büyük şahsiyetlerin iktidarlarına baktığımız zaman ömürlerinin çok uzun olmadığını görürüz. Cihana hükmeden padişahlar döneminde ne yazık ki hilafet saltanata dönüştürülmüş, zevk ve sefa ön plana çıkmıştır. Asrı Saadet denilen dönemde sahabenin tek derdi, Allah›ın dinini hakim kılmak ve yeryüzünde adaletle hükmetmekti. Hz. peygamberin ebedi aleme irtihalinden sonra 4 halife döneminde de adaletten sapılmamış ve peygamberin öğretileri ve getirdiği ilkeler tatbik edilmiştir. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri tamamen hilafetin saltanata dönüştürüldüğü dönemlerdir. Ancak bu dönemlerde yine de İslam, devleti yönetenlerin temel tercihi ve kıstası olmuştur. Saltanat, adı üzerinde İslam’ın sulandırılması ve yöneticilerin, liderlerin; hayatı keyiflerine göre yaşamalarıdır. Söz konusu dönemlerde örnek şahsiyetler de ortaya çıkmıştır. Mesela benim için Ömer Bin Abdülaziz’in çok ayrı bir yeri var. , Hilafeti saltanata dönüştüren ve adaletsizliği yaygın hale getiren Emevîlerin aksine, o, şöhreti ve gücüne rağmen Elif gibi dimdik durmayı başarmıştır. Hani adalet denilince aklımıza Hz Ömer gelir ya. İşte bu yüzden Ömer Bin Abdülaziz de ikinci Ömer olarak anılır. Topu topu 3 yıllık bir idareciliği var. Lakin bu 3 yıla koskoca hizmetleri sığdırmış ve hiçbir vakit adaletten ayrılmamıştır. Ömer bin Abdülaziz, devletin dininin adalet olduğunu çok iyi biliyordu. Devletin mumunu kendi işlerinde kullanmayan her iki Ömer’in de günümüz idarecilerine örnek teşkil edecek çok yönü var. Makam araçlarını aileleri için kullanan, güç ve nüfusunu kendi tebasına kullanan idareciler, elbette Ömer Bin Abdülaziz’den hoşlanmazlar. Her iki Ömer de şiddet kullanarak muhaliflerini susturma yolunu tercih etmez, bilakis müzakere ederlerdi. Bugün siyasal İslam’ın rağbet görmemesinin en büyük sebebi, onu temsil ettiğini iddia edenlerin adaletten sapmış olmalarıdır. İdarecilerimiz böyle de halkımız çok mu iyi? Değil elbet. İdareciler, bizim aynaya yansıyan şeklimizdir. Biz nasılsak onlar da öyle. Neye layıksak onunla idare ediliyoruz. Adaletli bir toplumdan adaletli idareciler neşet eder.
İki Ömer de kamu maliyesine çok önem verirdi. Devletin imkanlarını ve gücünü, kendi çıkarları doğrultusunda harcamayan iki Ömer, yolsuzluk yapan bürokratlara asla müsaade etmezlerdi. Onların döneminde işler, istişare ile yürürdü. Hangi makama getirilirse getirsin; ehliyet, liyakat ve temsil kabiliyetine önem verilirdi. Göreve getirilecek kişinin Müslüman olması elbette önemlidir. Lakin tek temel kriter değildir. Sizden olmasa bile, eğer işinin ehli ise ve adaletten sapmayacaksa gayrimüslimi dahi göreve getirebilirsiniz.
Tepelerde usulsüzlük ve adaletten sapma varsa, alt katlarda hayli hayli olur. Dolayısıyla öncelikle liderin adaletli olması elzemdir.
Ak Parti de iktidara gelirken 3 Y ile mücadele edeceğini ifade etmişti: Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Tepede nelerin döndüğünü bilemem. Bir gazeteci ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak, Ak Parti’nin 22 yıllık iktidarında bu ülkeye çok şey kazandırdığını ve hâlâ kazandırmaya da devam ettiğini düşünüyorum. Bana göre vesayetin bitirilmesi, kamu maliyesine çöreklenen haydutların ayıklanması ve Fetö gibi bir terör örgütünün devletten ve kurumlarından ayrıştırılması bile başlı başına bir devrimdir. Bize 28 Şubat’ı yaşatanların, bu zulmü bin yıl sürdüreceklerini söylediklerinde, çok kısa sürede AK Parti ile bu pranga’nın kırıldığını görmek bile ne kadar büyük bir nimettir. Fikri ve düşünceyi kuduz köpek gibi kovalayan eski Türkiye›de, düşündüklerini hayata geçirmeyi bir tarafa bırakın ifade etmek bile suçtu. Kürtler bu ülkenin 2. sınıf vatandaşı olarak görülüyordu. Bana göre Kürt sorunu büyük ölçüde çözülmüştür. Terör örgütü ile Kürt halkının ayrıştırılması gerekiyor. Bu anlamda silahların bırakılması ve çözüm sürecinin yeniden ele alınmasını anlamlı görüyorum. Ak Parti, içerde savunma sanayi hususunda, dışarıdaysa dış politikası ile çok önemli hizmetler yürütüyor. Deprem bölgesindeki başarısını saymıyorum bile. Eğer Ak Parti, kendi bünyesine yeni Ömer’leri katar, kamu maliyesini çarçur ettirmezse; parti kapatma, muhalif kesimleri susturma veya cezalandırma yöntemine başvurulmaz ise, inancınız olsun bir dönem daha iktidara gelir.