Editör

Geçmişte, hakkında ne kadar çok yazı yazdım, sayısını unuttum, hatırlamıyorum. Hatırlamasam da O unutulacak birisi değil ve hiçbir zaman da olmadı, olmayacak.

Açlık Açlık

Zaman zaman, hepimiz, bazen duygularımıza yenik düşer, bazen hissi düşünür, bazen de bu düşüncelerimizi yazıya döker, ya da bir ortamda dillendiririz. Esas olanı şu, bunları yaparken hiçbir zaman ne belden aşağı vurduk, ne özel hayatı deşifreye çalıştık. Herkesin işi gücü, özel hayatı kendine. Kimseyi ilgilendirmez, ırgalamaz!

Hiçbir karşılık beklemeden, belki yanlış da yaptık, belki söylenmemesi gerekeni yazıya döküp kendimizce rahatladık, içimizden bir ‘oh!’ çektik. İstemeden de olsa o günkü, o anki ruh halimizle…

Ama bir şeyi unutmadık, tuzu ve ekmeği

Kırdıklarımız olduğu kadar kazandıklarımız, yüreğimize nakşettiklerimiz de olmadı değil. Sebepsiz üzsek de birilerini, beklemediği, o güne ait ruh halimizle ummadığı halde üzsek de için için, o yukarıda söylediğim tuz ve ekmek hepsinin önünde geliyor.

*

Meseleyi sevgili kardeşim, tuz ekmeği bölüştüğümüz, sofrasına misafir  olduğumuz Onikişubat Muhtarlar Dernek Başkanı Ahmet Kılçık’a getirmek istiyorum.

Seçimden sonra biraz kenara, inzivaya çekilmiş gördüm.

Siyaseti ticareti kendini ilgilendirir. Ancak bir tespitte bulunmam gerekirse, sevgili Ahmet Kılçık, ki bu yazıyı bana silah zoruyla kimse yazdıramazdı, gücü de yetmez zaten, içimden geldiği için, günler, haftalar ve aylardır içimde sakladığım duyguları dışa vurmak adına yazıya dökmek istedim.

Sapına kadar düzgün insan.

Hayırsever arkadaşımız. Pırlanta gibi bir kalp taşıyan gönül dostu. Düğünü olanın sevincine ortak olur, hastası olanın üzüntüsünü paylaşır, cenazesi olanın acısına taziye dileğinde bulunur. Türk ve Osmanlı geleneğini başarı ile sürdüren, geleneklerine, dinine-dirayetine bağlı tam bir Osmanlı erkeği.

Kuyumculuğunu, muhtarlığını tartışacak değilim. Ben bardağın dolu tarafına bakıp, onun insana yanını, insan kimliğini, dostluğunu, sadakatini dillendirirken, aslında bu yazı bir günah çıkartma yazısı da değil.

*

Yaklaşık 27 yıl önce kardeşini Doğu’daki bir çatışmada kaybetmiş. Yani şehit ailesinin bir ferdi.

Babası ve annesi muhterem insanlar.

Çalışanlarına karşı bir baba, bir ağabey şefkati ile yaklaşırken, hani halk arasında derler ya, ‘ekmeği yenir’ öyle bir sofrası, yüreği açık kardeşimiz.

‘Birlikte yol da yürünür mü?’ derseniz, evet.

*

Seçimler geldi geçti, adaylık düşündü, olmadı, ‘kısmet’ dedi, ‘hayırlısı olsun’ dedi, tevekküle sığındı.

Köyü (mahallesi) Yeniyapan’daki güneş enerji sistemi ile ekonomiye cansuyu oluyor, insanlara yardım ediyor, partili partisiz düşünmeden herkesi kucaklıyor, yaklaşık 20’ye yakın ç alışanı ile kuyum sektörüne katkı sunuyor, istihdam sağlıyor.

*

Ufku geniş, projeleri olan sevgili Ahmet Kılçık, hatırlayın doğa, yayla turizmine de emek veren, katkı sunan, şehrin tanıtımı noktasında Yavşan Yaylasını turizme açan, yatırım yapan birisi olarak, bir de şişeleme suyu projesinin olduğunu bilen birisi olarak, toplumdaki saygınlığını, insan biriktirdiği yüreğinin ne kadar zengin olduğunu bilen birisi olarak, ona ‘kardeşim’ diyorum, ‘arkadaşım’ diyorum, ‘evladım’ diyorum.

Ahmet Kılçık sadece yöresine değil, bu şehrin siyasetine, ticaretine umut, katkı ve heyecan katan gönül adamı bir vatandaş. Ve önemli bir sivil toplum kuruluşunun da lideri.

Eee, liderler kolay yetişmiyor ne yazık ki.

https://www.maraskimlik.com/

Editör: Akif Arslan