Millet İttifakı’nın Kahramanmaraş'a etkisi nasıl olur?
Vallahi de, billahi de, ben bilmem. Bilse bilse seçmen emmim, dayım, halam, teyzem, yengem, eniştem, kuzenim, akranım, yeğenim bilir. Seçim sabahı olan 14 Mayıs’ta koşa koşa gittiği seçim sandığı başında verecekleri oylarla geleceğimizi belirleyecektir.
Bir de ağızları o kadar sıkı ki, ser verip sır vermiyorlar. Tamam, Kahramanmaraş’ın siyasi yapısı üç aşağı, beş yukarı, yedi sağa, dokuz sola bellidir. Belediye’yi (önce il belediyesini, sonra da büyükşehir belediyesini) 1984’te Anavatan Partisi adayı H. Ali Sezal kazanmıştı. 1989’dan sonra ise Refah Partisi adayı Ali Sezal, Fazilet Partisi adayı Hanefi Mahçiçek, Adalet ve Kalkınma Partisi adayı Mustafa Poyraz, Mehmet Fatih Erkoç ve Hayrettin Güngör kazandılar. MV seçimleri de aynı minvalde geçti.
Son MV seçimlerinde AK Parti’den Mahir Ünal, Celalettin Güvenç, Ahmet Özdemir, Mehmet Cihat Sezal, Habibe Öçal ve merhum İmran Kılıç; MHP’den Sefer Aycan, CHP’den ise Alı Öztunç kazanmışlardı. İşin ilginç yanı Öztunç dışındaki hiç bir vekil yeniden aday gösterilmesi, liderleri tarafından..
Gelelim bu yıla. Malum 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan depremleri çok can aldı, sağ kalanların da çoğu başka illere gittiler. Kahramanmaraş’ın neredeyse 3’te 1’i yok oldu. On binlerce kişi çadırlar da yaşıyor. Deprem Kahramanmaraş’ı çok kötü vurdu.
Şimdi seçim zamanı. İktidar hala aramamış, sormamış (Recep Tayyip Erdoğan, sıkmadı k el bırakmayacağız, diyordu da onu hatırladım). Şimdi “Kime oy vereceğiz?” sorusu da gündeme taşındı. Sahi be ağam, aramayan, sormayan hatta telefona bile çıkmayan iktidara mı? Yoksa her aradığımızda sanki telefon elinde bekleyen muhalefete mi? Gönül kırılmış bir kere, bundan sonra n’olacak ki?
Dün (Çarşamba) önce CHP adayları çıktı meydana, sonra da AK Parti adayları. Bugün, yarın, öbürsügün de diğer partiler ortaya çıkar. Meydan adaylara kaldı, bugünlerde... Güreş meydanlarında cazgırın dediği gibi “İki pehlivan çıktı meydana, ikisi de birbirinden merdana” teranaları dinleyeceğiz. Sonra da 14 Mayıs sabahı gidip oylarımızı kullanacağız.
Faruk Atlı ve Mahmut Yardımcıoğlu olmadı, bari Ali Öztunç, İrfan Karadutlu ve benzerleri olsun da yüreğimizin yağı erişin birazcık, diye düşünmekteyim. Kimsenin oyunun rengine karışmak istemem. Çünkü her koyun kendi bacağından asılır.Arandığında telefona bakacak, benimle dertlenecek bitleri olsun TBMM’de. İstediğim o.