Ankara (AA)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'in, kongre süreciyle ilgili ayrıntılı bilgi verdiğini belirten Çelik, AK Parti teşkilatlarının kongrelere dört elle sarıldığını, vatandaşların da Erdoğan'ı coşkuyla karşıladığını söyledi.
Kandemir'in illerdeki parti teşkilatıyla yaptığı istişareler neticesinde "devam edilecek ve değişecek yerlerin" Erdoğan'a sunulduğunu aktaran Çelik, böylelikle tecrübe ve yenilenme dengesinin sağlandığını kaydetti.
Çelik, geçen günlerde hayatlarını kaybeden eski AK Parti Milletvekili Ahmet İyimaya ile sanatçı Ferdi Tayfur'a Allah'tan rahmet diledi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illere yönelik seferberliğin değişmediğini vurgulayan Çelik, "Cumhurbaşkanımızın, bize kapalı toplantılarda en önemli şekilde altını çizdiği hususlardan birisi, deprem bölgesine dönük ilginin hiçbir şekilde kaybedilmemesidir. Zaten değerli Bakanımız Murat Kurum da sürekli deprem bölgesinde mesai sarf ederek orada hayatın normale dönmesi için elden gelen gayretin gösterilmesine öncülük ediyor." diye konuştu.
"TERÖRLE İLGİLİ HASSASİYETİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ"
Geçen yıl ve bu yıl değişmeyecek prensiplerden birinin de demokrasiyi korumak için terörle mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdürmek olduğunu kaydeden Çelik, "Terör; demokrasimizi, hukuk devletimizi ve bütün medeni yaşam tarzımızı tehdit eden bir şeydir. Bununla ilgili hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Ülkemizin güvenliğini, hukukunu, vatandaşlarımızı korurken, aynı zamanda da yakın coğrafyamızda bölgemize dönük birtakım emperyalist projelerin terör yoluyla gerçekleştirilmesine karşı da duruşumuzu daha da pekiştiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Çelik, terör çerçevesinde bir projenin yürürlüğe koyulmaya çalışıldığını, teröristlerin ve terör örgütlerinin birtakım kötücül projelerin aracı olduğunu defalarca ifade ettiklerini anımsatarak, son zamanlardaki gelişmelerin, bunları daha net şekilde gösterdiğini söyledi.
Suriye'deki gelişmelerin yakından takip edildiğine işaret eden Çelik, Suriye halkının haysiyet ve özgürlük mücadelesi için gerçekleştirdiği devrimi bir kez daha tebrik ettiğini dile getirdi.
Haysiyet ve özgürlük için ödenen bedellerin Suriye halkının medeni ve müreffeh bir hayata kavuşması için yol gösterici olmasını dileyen Çelik, "Tabii 'Suriye'de iç savaş çıkar' ya da Suriye'deki DEAŞ'la mücadele üzerinden birtakım terör örgütlerine 'terör devletçiği kurdururuz' diyen birtakım projeler vardı. Bu projelerin aslında Suriye halkı tarafından da yırtılıp bir kenara atıldığını, bölge halklarının iradesinin bunu net bir şekilde yansıttığını gördük." değerlendirmesinde bulundu.
"DOĞRU KAVRAMLARIN KULLANILMASI GEREKİR"
AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti: "Sayın Devlet Bahçeli'nin ifade ettiği, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü bir destek verdiği 'terörsüz Türkiye' çerçevesindeki bu ziyaretleri ve tartışmaları görüyorsunuz. Biz de bunu tabii ki yakından takip ediyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim ki bu yaklaşımla ilgili doğru kavramların kullanılması gerekir. Doğru kavramlar kullanılmazsa mesele başka yerlere gider. Burada Sayın Devlet Bahçeli'nin bütün siyasi birikimiyle, bütün siyasi tecrübesiyle Türkiye'nin gündeminden terörü çıkarmak, terörsüz bir Türkiye hedefine ulaştırmak için koyduğu çok güçlü bir inisiyatif var. Bu güçlü inisiyatif, özellikle de şimdiye kadarki tecrübeler ışığında Türkiye'nin gündeminden bu meseleyi çıkarmaya odaklanmıştır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığı döneminde çeşitli çalışmalara başkanlık ederek, günler süren mesailer harcadığını anlatan Çelik, "Bütün bu çerçevede aslında terör mekanizmasına başvuranların, terör üzerinden birtakım siyasi hedefler gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyleyenlerin en çok kullandığı argümanlardan bir tanesi öteden beri 'Türkiye'de siyasal katılım yollarının kapalı olduğu' şeklindeydi. Esasında bu da şiddete, teröre başvurmak için bir bahane değil ama siyasal katılım yollarının demokratikleşme süreçleriyle birlikte en doygun, en verimli şekilde açıldığı dönemlerde de terörün başka odaklara, başka gündemlere bağlı olarak ivmesini yükselttiğini gördük." diye konuştu.
Çelik, terörü, Türkiye'nin gündeminden çıkarmak için büyük mücadele verildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kürt kardeşlerimizin bu meseleyle birlikte anılmasına dönük her yaklaşımı bir emperyalist proje olarak gördük. Bugün de Kürt kardeşlerimizin bu terör örgütleriyle yan yana anılmasına dönük en büyük iştahın, en büyük motivasyonun siyonistlerden geldiğini görüyoruz ama şimdiye kadar Kürt kardeşlerimiz ne bu emperyalist projelere ne de siyonizmin bu yalanlarına ve birtakım emellerine hiçbir şekilde yüz vermediler ve her zaman doğru yerde durdular. Burada yanlış yerde duran ve geçmişte bu emperyalist projelere destek veren, şimdi siyonist projelerle yan yana durmaya çalışan terör örgütünün tutumuydu. Biz bunu Kandil'de gördük, işte Suriye'de görüyoruz. Dolayısıyla buradaki bu hassasiyetimizi en nitelikli şekilde korumaya devam ettiğimizi ifade etmek istiyorum."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "bölgedeki haritalar değişecek" şeklindeki söylemlerini anımsatan Çelik, "Bu ifadeler, siyonist projelerin bir parçası. Gazze'deki soykırım, Batı Şeria'daki saldırılar, yeni yerleşim birimlerinin açılması ve Suriye'ye dönük saldırılar, emperyalizmden daha yakıcı bir siyonist projenin hayata geçirilmeye çalışıldığını gösteriyor." diye konuştu.
Çelik, İsrail'in Kürtleri ve Dürzileri kullanmak amacıyla, onlara dönük mesajlar vermeye çalıştığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Lübnan'daki Dürzi lider Velid Canbolat'ı kabul ettiğini, bu çerçevede güzel bir mutabakatın, yaklaşımın ortaya çıktığını aktardı.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değil"
Türkiye'nin demokratikleşmesi, iç cephesinin güçlendirilmesi, hukuk devleti ilkelerinin yerine getirilmesi ve kardeşlik temelinde geçmişte kimlik yasaklarını, dil yasaklarını kaldıran büyük reformlara öncülük ettiklerini anımsatan Çelik, o dönem bu reformları sabote etmeye dönük yerli vesayet içerisinden bir takım reflekslerin türediğine işaret etti.
Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın kararlı duruşu sayesinde Türkiye bütün bu yasakları yırtıp attı ve kendisinin önünü açan, Türkiye'de kardeşliği pekiştiren, Türkiye'nin içindeki vatandaşlarımızın bir kısmına kendi kimlikleri üzerindeki baskının kaldırılmasına öncülük eden büyük devrimlere, büyük değişimlere, büyük dönüşümlere imza atıldı." ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ve Sayın Devlet Bahçeli'nin mesajları çok açıktır. Hedef terörsüz Türkiye'ye ulaşmaktır. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değildir. Bir takım siyasi partiler, meselenin geçmişini, bugününü, bölgedeki gelişmeleri hiç görmeden çok haksız yorumlar yapıyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, Sayın Devlet Bahçeli'ye dönük olarak bir takım tavizlerin verildiğine dair son derece hadsiz yorumlarda bulunuyorlar. Böyle bir taviz söz konusu değil. Ne milletimizin birliğinden ve dirliğinden ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin niteliklerinden herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değil. Bu herhangi bir şekilde 'faraza' diyerek bile düşünülemez. Buradaki kırmızı çizgilerimiz açıktır. İç cepheyi güçlendirme ve terörsüz Türkiye'ye ulaşma çerçevesinin dışında, sağda solda yapılan yorumlar, çeşitli iddialar, dedikodular, spekülasyonlar, temelsiz bir takım iddialar hiçbir şekilde bu süreçle ilgili değildir."
"HERHANGİ BİR TERÖR GRUBUYLA BİR MÜZAKERE YOK"
Çelik, bazı çevrelerin "terörü bitirmek için teröristlerle müzakere ediyorlar" iddialarını ortaya attığına dikkati çekerek, herhangi bir şekilde, herhangi bir terör grubuyla müzakerenin söz konusu olamayacağının altını çizdi.
Buradaki çerçevenin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri, temel prensipleri doğrultusunda ortaya koyulan bir çerçeve olduğunu vurgulayan Çelik, "Buna destek veren herkesin de desteği olumlu karşılanacaktır. Bugün gelinen noktada, bölgedeki Kürt kardeşlerimizi bir takım emperyalist ve siyonist projeler için 'lejyoner' yapmaya çalışanlar var. Biz buna müsaade etmeyeceğimizi açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz." açıklamasında bulundu.
"DOĞRU OLAN, BU YAPILARIN KENDİNİ FESHETMESİDİR"
Türkiye'nin Suriye halkının yanında durmaya devam edeceğini vurgulayan Çelik, "Türkiye, Suriye'nin milli egemenliği, toprak bütünlüğü ve birlik içinde bir geleceğe sahip olması gerektiğini savunmaktadır. Bölgedeki Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Alevi ve Dürzi kardeşlerimizin eşit haklara sahip olduğu bir yönetim hedeflenmektedir." diye konuştu.
Suriye'deki terör yapılarının bölge halkını temsil etme kapasitesine sahip olmadığının altını çizen Çelik, "YPG/PYD gibi terör yapılarını, Suriye'deki Kürt kardeşlerimizi yeni dönemin kazanımlarından mahrum bırakacak girişimler olarak görüyoruz. Doğru olan, bu yapıların kendini feshetmesi ve bölgedeki Kürtlerin, siyasi partiler aracılığıyla temsil edilmesidir." açıklamasında bulundu.
"SURİYE'DEKİ İSTİKRAR TÜRKİYE İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR"
Bazı çevrelerin Türkiye'nin Suriye politikasına yönelik eleştirilerine değinen Çelik, "Suriye'deki istikrar, yalnızca Türkiye'nin menfaatleri için değil, bölge barışı açısından da kritik önemdedir. Türkiye'nin Suriye politikası, Suriye halkının birliği ve refahına hizmet eden bir yaklaşımdır." ifadelerini kullandı.
Çelik, Türkiye'nin, Suriye halkının zor günlerinde olduğu gibi gelecekte de yanında olmaya devam edeceğini belirterek, "Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde, kardeşçe bir yolculukta Suriyeli kardeşlerimize omuz vermeye hazırız." şeklinde konuştu.
Batılı ülkelerin Suriye'ye gitmesi ve Suriye'ye bu dönemde yardımcı olacaklarını söylemelerinin son derece kıymetli olduğunu dile getiren Çelik, Suriye'ye gidildikten sonra verilen mesajlarda problem olduğunu söyledi.
Gidenlerin, "Suriye'de, İran ve Rusya etkisi olmasın" dediğini aktaran Çelik, böyle söyleyenlerin Suriye'de patronaj yaratmaya çalıştığını, Suriye'nin birlik ve bütünlüğü üzerine odaklanmak yerine sürekli Suriye yönetimini azınlıklar üzerinden çerçevelemeye çalıştığını ifade etti. Suriye'ye uygulanan yaptırımlara muafiyetler getirildiğini anımsatan Çelik, bu muafiyetlerin ilk aşamada olumlu olduğunu ancak bunu yeterli görmediklerini belirtti.
Gazze'deki gündemin ise ateşkes ve esir takası olduğunu vurgulayan Çelik, "Ortaya koyulan bütün çabalara, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin ortaya koyduğu net karalara rağmen maalesef bu katliam ve soykırım devam ediyor. Bugün bunlara destek verenlerin bile artık durumun sürdürülebilir olmadığını gördükleri bir aşamadayız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda uluslararası diploması trafiğini yükselttiğine dikkati çeken Çelik, Filistin'e destek için 1 Ocak'ta Galata Köprüsü'ndeki buluşmanın kıymetli olduğunu ifade etti.