Şimdi özeleştiri ve muhasebe zamanı
ABDULLAH ŞANLIDAĞ
sanlidagatila@hotmail.com
31 Mart 2024 yerel seçimleri, genel seçim havasında geçti. Hiç alakası olmadığı halde AK Parti’nin kemikleşmiş seçmeni sandığa gitmeyerek, bir nevi AK Parti’yi ders verdi. Yine de tüm yanlışlarına, yol kazalarına, ekonomideki bozukluklar, İsrail politikası ve tencere teorisine rağmen Ak Parti yüzde 30’un üzerinde oy alabiliyorsa, bize göre bu bir başarıdır. Kabul edelim ki 22 yıldır rakiplerini sürekli tuş eden ve hiçbir yenilgi yaşamayan AK Parti için 31 Mart büyük bir yenilgidir. Dipten gelen bir dalga, eğer toparlanma olmazsa AK Parti’nin bitişe doğru gittiğine işaret eder. 2019’da Halk Süt’e yenilen iktidar, 31 Mart 2024’te ise kent lokantalarına yenik düştü. Mega projelerden çorba dağıtımına düşen kent lokantası siyaseti iflas etti.
Hem iktidar hem de muhalefet partileri için yerel seçim sonuçları, adeta bir sınav niteliğinde. Hiç şüphesiz yerel seçimlerin rakamsal olarak kazananı CHP oldu. Büyük şehirler iktidar partisi açısından çok önemliydi. Hatay dışında kazanılan yeni bir Büyükşehir yok. Bilakis Ak Parti, birçok büyük şehri elinden kaptırdı.
İstanbul’un ise bu şehirler içerisinde apayrı bir yer var. Erdoğan’ın güçlü hikayesi İstanbul’da başladı. Uzun yıllar Refah Partili ve AK Partili belediyelerce yönetilen İstanbul, 2019 yılında CHP’nin eline geçmişti. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de İstanbul’u alamayan AK Parti, yerel siyasette ciddi bir çöküş yaşadı. Eğer kendisiyle yüzleşmez ve bir öz eleştiri yaparak toparlanmaz ise, 2028 yılı AK Parti için yine gerileme yılı olabilir.
Erdoğan, İstanbul’u kazandığı takdirde sıkıntı olmayacaktı, herkes yoluna devam edecekti. AK Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden zaferle çıkmış olsaydı, tüm olumsuzlukların, pahalılığın ve enflasyonun seçmen nezdinde Ak Parti için bir güvensizlik oluşturmadığı kanaati perçinleşecekti. Yerel seçimlerden aldığı güç, aynı zamanda genel siyasetin de Erdoğan lehine onaylandığı anlamına gelirdi ki, muhalefete söyleyecek söz bırakmamış olacaktı. Ancak... Evdeki hesap çarşıya uymadı. Tek parti artığı, seküler ve demokrasi düşmanı CHP ve İmamoğlu kazandı.
Genel seçimlerde iktidar partisine oy verdiği halde, ilerleyen süreçte partisinin durumundan memnun olmayıp veya gösterilen adaya tepki göstererek, seçmenin muhalif kanada yönelebilmesi de imkan dahilindeydi ve beklenen oldu. AK Parti 22 yıldır yerel seçimlerde de başarılı iken bu sefer, her şey tersine döndü ve AK Parti açısından adeta bir yıkım yaşandı. Yine seçmen, Reis ile AK Parti’yi birbirinden ayrıştırdı Gösterilen adayın toplumda bir karşılığı olmasa dahi, seçmen sırf Reisin hatırına partisinden ayrılmıyordu. Peki neden; bildiğimiz bu ezber, aynen devam etmedi?
Milletin Reise verdiği kredi, yerel seçimde askıya alındı. AK Parti’nin deprem bölgelerine yapmış olduğu yatırımlar, kolay ve her iktidarın üstesinden gelebileceği şeyler değildi. Ancak buna rağmen genel seçimlerde deprem bölgesini kazanan AK Parti 31 Mart yerel seçimlerinde buralardan da darbe yedi. Adıyaman gibi bir il nasıl olurdu CHP’nin eline geçer? Kahramanmaraş’ta 2019 yerel seçimlerinde 10 ilçeyi alan AK Parti, bu seçimde 6’sını kaybetti. Yeniden Refah Partisi, AK Parti’nin rakibi haline geldi.
2024 yerel seçimleri, hayat pahalılığı, yanlış İsrail politikaları, millete rağmen istenmeyen adaylarla seçime gidilmesi nedeniyle iktidar partisine oy verenlerin partilerini cezalandırma sonucunu getirdi. Başa dönecek olursam... İstanbul’da seçmen yine tercihini İmamoğlu’ndan yana yaptı ve İstanbul’da kaybeden Murat Kurum oldu. Murat Kurum, inşaat sektöründen ve bürokrasiden gelen bir isim.
Adam, seçimlerden önce “ben rakibimi tanıyorum” demişti. Türk siyasetinin en güçlü iki aktöründen biri haline gelen İmamoğlu, hem CHP Genel Başkanlığını ve hem de 2028’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı adaylığını da garantilemiş oldu. Peki, İmamoğlu tüm bunları hak ediyor mu? Elbette ki hayır. Bir defa, Ekrem İmamoğlu bir önceki yerel seçimde İstanbul’u bileğinin gücüyle almış değil. Yani İstanbul’daki zafer sadece CHP’nin değil, altılı masa ile birlikte Kandil’in meclisteki uzantısı HDP’nindir. Şimdi de DEM ismiyle demlenen Kürt tabanlı siyasi hareket, Fetöcüler ve ne kadar marjinal grup varsa hepsi de Erdoğan’a kaybettirmek adına CHP’li adaylara destek verdiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarına ilişkin çok önemli tespit ve çözüm önerisinde bulundu. “22 yılda tam 17 kez sandıkları bizim için patlatan milletimizin, 31 Mart’ta bizi CHP’nin arkasına niçin ittiğini çok iyi analiz etmeliyiz. Ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı da var. Bunun suçunu millete atmak ancak acizlerin ve gafillerin yöntemidir. Hatayı, kusuru, yanlışı millette aramak, bizim geleneğimizde asla yoktur. Biz siyasi hayatımızın hiçbir döneminde böyle bir yola başvurmadık, şimdi de başvurmayacağız. Açık söylüyorum, şahsım dâhil bu masanın etrafında oturan hiçbir arkadaşım, 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamaz. Başkalarını hesaba çekmeden önce kendimizi hesaba çekeceğiz. İğneyi de çuvaldızı da kendimize batıralım. Nerede bir eksik, hata, kasıt veya ihanet varsa, üzerine gitmek boynumuzun borcudur. Diğer türlü, Allah korusun, daha büyük felaketlerin, daha sarsıcı kayıpların yaşanmasına mâni olamayız. Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz. Ya başından sonuna kadar işimizi dört dörtlük yaparız ya da çok daha ağır bedeller ödemekten kurtulamayız. Ya milletimizle olan gönül köprülerimizi yeniden güçlendiririz ya da eleştirdiğimiz partilere benzemekten kendimizi alıkoyamayız. Kim olursa olsun hiç kimsenin 22 yıllık birikimi, 22 senelik zorlu bir mücadeleyi heba ve heder etmesine izin veremeyiz, buna müsaade etmeyeceğiz” …
Ak Parti’nin sırtındaki devlet gömleğini tez elden çıkarması gerekiyor. Millet, sivil bir parti olarak Türk siyasi hayatımıza damga vuran AK Parti’yi özlüyor. Yerel seçimlerin bize verdiği en büyük ders şudur: Devletle millet yarışırsa, kazanan millet olur.