TÜFAD: Başarı ve Tecrübe Asla Parayla Satın Alınamaz

Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Kahramanmaraş Şubesi Başkanı Mesut Çanak, başarı ve tecrübenin asla parayla satın alınamayacağına dikkat çekti.

Çanak, Kahramanmaraş Eğitim Vakfı tarafından yayınlanan EDİK dergisine yazdığı yazıda, halkın en fazla ilgi duyduğu spor dalı olan futbol alanındaki desteklerinden dolayı Vali Mükerrem Ünlüer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, değerli iş insanları ve elini taşın altına koyan İstiklalspor Başkanı Ahmet  Gaffar Akarca ve yönetimine teşekkür ederek, şunları kaydetti:

“Öncelikle, deprem sonrası Kahramanmaraş halkının sosyal yönden rehabilitasyonu için büyük önem taşıyan, halkımızın en fazla ilgi duyduğu spor dalı olan futbol alanındaki desteklerinden dolayı, İl Valimiz Sayın Mükerrem Ünlüer’e, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fırat Görgel’e, değerli iş insanlarına ve elini taşın altına koyan Gaffar Akarca ve yönetimine, TÜFAD Başkanı olarak şükranlarımı sunuyorum.

Bu bildirgeyi yayınlama amacım, şehrimizin futbol antrenörleri derneğinin başkanı, eski bir Maraşspor futbolcusu ve antrenörü, aynı zamanda futbol emekçisi olarak, toplumumuzda futbolun geleceğiyle ilgili önemli bir konuyu ele alma sorumluluğudur. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, bu bildirgenin amacı yalnızca eleştiri değil, yapıcı bir diyalog ve kolektif eylem çağrısıdır. Bu sebeple, öncelikle yönetim tarafından alınan takdire şayan kararlara ve yapılan eylemlere, ardından da bazı hatalara değinmek istiyorum.

Yönetimin katkılarını ve emeklerini takdirle anmak adına, teşekkür etme nedenlerim şunlardır:

1. Asrın felaketi olan deprem sonrası futbol projelerine verilen destek: Depremden sonra Kahramanmaraş’ın sosyal hayatına büyük katkı sağlayacağına inandığımız futbol projelerinde, yönetimin elini taşın altına koyması büyük bir özveri örneğidir.

2. İstiklal Spor’un yeniden yapılandırılması: 4 Aralık 2024 tarihinde Gaffar Akarca’nın basın toplantısında belirttiği gibi, bir futbol topu dahi olmayan İstiklal Spor’un, profesyonel 3. Lig’de zirveye oynayan bir kulüp ve takım haline getirilmesi.

3. Kılavuzlu Millet Bahçesi’ndeki kamp tesislerinin inşası ve faaliyete geçirilmesi: Bu tesisler, futbolculara konaklama imkânı sunarak altyapının güçlenmesine katkı sağlayacaktır.

4. Merkez Futbol Kompleksi Sahası Projesi: 4 bin seyirci kapasiteli bu kompleksin projesinin oluşturulması ve uygulamaya geçirillmesi, Kahramanmaraş futbolu için önemli bir adım olmuştur.

5. Stadyum Projesi: Uzun yıllardır gündemde olmasına rağmen bir türlü hayata geçirilemeyen stadyum projesi, İstiklal Spor Yönetimi ve değerli sponsorların futbol kültürüne kattığı hız sayesinde yeniden ön plana çıkmıştır. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fırat Görgel’in özverili çabaları ve girişimleri sonucunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu projeye verdiği destek sözü, şehrimizdeki futbol camiasına büyük bir inanç ve motivasyon kazandırmıştır.

Bu olumlu gelişmeleri takdirle anarken, sürece dair hissettiğim derin sorumluluk, bazı eksikliklerin ve düzeltilmesi gereken önemli noktaların görmezden gelinmemesini zorunlu kılıyor. Bu nedenle, doğruya yönlendirmek ve hatalardan ders çıkarmak adına eleştirel bir değerlendirme yapmanın da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

1. Kahramanmaraşspor ve İstiklal Spor’un Birleşmesi ve Ortak Akıl Yaratılması Gerekliliği: Maraşspor ve İstiklal Spor ayrı kulüpler olsa da, Maraş halkının tüm desteğinin sosyal ve ekonomik olarak tek bir kulüp üzerinde yoğunlaştırılması daha mantıklı olmaz mıydı? İki kulüp arasında mevcut işbirliği eksikliği, şehrin futbol potansiyelini tam anlamıyla kullanmamıza engel olabilir. Her iki kulübün de ayrı ayrı  yollar izlemesi, kaynakların ve enerjinin dağılmasına neden oluyor. Şehirdeki tüm futbolseverlerin ve ekonomik desteğin tek bir kulüp üzerinde birleşmesi, daha güçlü bir futbol kültürünün inşa edilmesini sağlayabilir ve bu, hem şehre hem de kulübe büyük fayda sağlayabilirdi.

2. Zemin, Maliyetli Transferler ve Beklentiler: Şartların farkında olunmasına rağmen, çim saha eksikliği ve antrenman sahalarının yetersizliği gibi faktörler göz önüne alınmadan, bu koşullarda en iyi performansı göstereceği düşünülen yüksek maliyetli transferlerin yapılması, sorgulanması gereken bir durumdur. Özellikle Kırıkhan’a gitmek gibi ek maliyetler de devreye girdiğinde, alınan sonuçların çoğunun çim zeminle ilgili olmadığını hatırlamak gerekir. Bu durum, transfer politikasının daha dikkatli ve mevcut şartlara uygun bir şekilde yapılması gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, bu yüksek maliyetli transferlerle birlikte beklentiler de arttı, ancak bu beklentiler karşılık bulamayınca, oyunculara verilen primlerin yükseltilmesi gibi bir çözüm yoluna gidildi. Bu yöntem, maliyetlerin daha da artmasına ve kulübün ekonomik dengesinin zorlanmasına yol açmıştır. Beklentiler, primler ve yapılan transferler arasında daha sürdürülebilir bir denge kurmak, kulübün geleceği için daha sağlıklı bir yaklaşım olabilirdi.

3. Transfer Stratejisi’nde İstanbul Merkezli Değil, Maraş’ın Gerçeklerine Dayalı Bir Yaklaşım Gerekirdi: Transferlerde uygulanan strateji, İstanbul merkezli bir bakış açısına dayanıyordu. Ancak, Maraş’ın gerçeklerini bilen ve burada futbolun dinamiklerini anlayan bir ortak akıl ile hareket edilmesi çok daha sağlıklı olurdu. Bu, hem kulübün hem de şehrin geleceği adına daha stratejik bir yaklaşım sunabilirdi.

4. Menajerler: Geçmişte birçok örneği bulunan, menajerlere dayalı transfer stratejileri, kulüplerin büyük sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur. Örneğin, Malatyaspor, Kocaelispor, Sakaryaspor, Mersin İdman Yurdu ve Gaziantepspor gibi kulüpler, menajerlerin kontrolüne bırakılan yüksek maliyetli transferler nedeniyle transfer yasağıyla karşılaşmışlardır. Bu tür bir yaklaşım, transferlerin sadece menajerlerin insiyatifine bırakılması, futbolcuların reaksiyonlarına duyarsız kalınmasına ve teknik direktörün arkasında durulmasının zorlaşmasına yol açar. Bu durumda, kulüp yönetimi ve teknik direktör yerine, menajerlerin belirleyici olduğu bir sistem, takım içindeki denetim ve sorumluluk duygusunu zedeler. Takım başarısız sonuçlar aldığında, sorumluluğun sadece teknik direktöre yüklenmesi yerine, takımı kuran menajerlerin de sorumluluk taşıması gerektiği unutulmamalıdır. Asıl olan, kulüp yapısının yönetim ve teknik direktöre dayalı bir sistem üzerine inşa edilmesidir.

5. Planlama Eksiklikleri: Görünen o ki, planlamalar yalnızca lig yükselme üzerine odaklanmış. Ancak, yüksek bir yatırım alan kulüp olarak, kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planlar yapmak, kulübü kurumsal bir kimliğe büründürmek çok daha mantıklı olurdu. Geçmişteki örneklerden de gördüğümüz üzere, temelleri sağlam olmayan hızlı yükselişler, geri düşüşleri de beraberinde getirebilir.

6. Futbol Yöneticilerinin Tecrübesizliği: Yönetime emekleri için teşekkür ederken, futbol yöneticilerinin futbol alanındaki tecrübesizliklerine de dikkat çekmek gerekir. Yönetim oluşturulurken, futbol dünyasında deneyimli birkaç ismin de yer alması, ortak bir akıl oluşturulması kulübün geleceği açısından çok daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yol olurdu.

7. Sponsorluk ve Ekonomik Sürdürülebilirlik: Deprem gibi zor bir dönemde iş adamlarımızın kazançlarıyla kulübü ayakta tutmaya çalışmaları takdir edilesi bir durumdur. Ancak, bu yıl alınan ana sponsor, forma sponsorları ve ekonomik desteklerin, önümüzdeki yıllarda da devam edip etmeyeceği bir belirsizlik yaratıyor. Bu desteğin sadece geçici bir çözüm olmaktan çıkarak, sürdürülebilir bir ekonomiye dönüşmesi ve kalıcı yatırımlara dönüşmesi daha mantıklı olmaz mıydı?

8. Gelir Kaynakları: Kulübe düzenli ve kalıcı gelir kaynakları oluşturmak adına daha fazla planlama ve strateji geliştirilmesi gerekmez miydi? Örnek: Şehrin farklı alanlarında İstiklal Spor büfeleri kurmak, Belediye gelir kaynaklarından kulübe yönlendirmeler yapmak vs. Bu konuda daha fazla istişare yaparak, bu alanı daha fazla önceliklendirmenin, kulübün geleceği adına sağlıklı bir adım olacağı kanaatindeyim.

9. Kiralık Oyuncular ve Kulüp Aidiyeti: 6 kiralık oyuncuyla aidiyet duygusu oluşturulması, kulüp için uzun vadede sıkıntı yaratabilir. Ayrıca, bu oyunculardan kulübe maddi bir katkı sağlanması da zor olacaktır. Gelecek yıllar için kurduğumuz takımda, beklentiler yükseltilirken, takımın iskeleti ve dinamizmi buna uygun şekilde mi kuruldu? Kulübün geleceğini inşa ederken, aidiyet duygusu ve uzun vadeli kazançların ön planda tutulması gerekirdi. Ayrıca, aidiyet duygusu yüksek olan Kahramanmaraşlı gençlerin yavaştan takıma monte edilmesi, hem kulübün geleceği hem de şehrin futbol kültürü için çok daha sağlıklı bir adım olmaz mıydı?

Bu yıl "o yıl" olmak zorunda mıydı? Altyapı, tesisleşme, gelir kaynakları oluşturma, kulübe kurumsal kimlik kazandırma, ligi tanıma ve gelir-gider dengesini oluşturma gibi temel unsurlara odaklanarak, belki de bu sezonu daha sağlam temeller atmak için değerlendirebilirdik. Özellikle scout ekipleriyle futbolcuları takip etme, akademi liglerinde amatör takımlarımızla ve hocalarımızla diyalog kurarak, kulübün geleceğini inşa etmek adına bu alanlara odaklanmak, lig yükselmeyi gelecek yıla bırakmak çok daha doğru ve sürdürülebilir bir yaklaşım olabilirdi. Bu şekilde, hem kulüp hem de şehrin futbolu için daha güçlü bir temel atılabilirdi.

Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) olarak son yıllarda ilimizde profesyonel liglerde antrenör ve futbolcu yetiştirme konusunda ciddi zorluklar yaşamaktayız. Bu sorunun aşılmasının en etkili yolunun, profesyonel futbol takımlarının güçlendirilmesi olduğuna inanıyoruz. Kahramanmaraşspor'da altyapı konusunda istediğimiz gelişime şahit olamadık, ancak İstiklal Spor’da bu konuda daha iyi bir yapılandırma görmeyi TÜFAD olarak ümit ediyoruz. Profesyonel futbol takımlarımızı, genç futbolcularımıza ve antrenörlerimize rol model olabilecek güçlü birer lokomotif olarak görüyoruz. Bu sayede, şehrimizin futbol altyapısını güçlendirmek ve daha fazla yetenekli sporcu yetiştirmek mümkün olacaktır.

İnanıyoruz ki İstiklal Spor’umuz direkt veya playoff’lardan 2. lige çıkacaktır. Umarız ki, bu bildirgemiz, bundan sonraki sezonlarda yönetimlere kılavuz olacaktır. Unutmamak lazım ki “Başarı ve Tecrübe asla parayla satın alınamaz.”