İYİ Parti Söylem / Politika Önerisi

Suriye Güncel Durum

PKK- PYD/YPG’dir.

Türkiye’ye karşı eylemde bulunan terör örgütü PKK, günümüzde varlığını PYD ve IŞİD’le savaşta edindiği SDG kisvesinde sürdürmektedir. Bu nedenle dünün Abdullah Öcalan’ı bugünkü Mazlum Abdi’dir.

PKK dünyada birçok uluslararası örgüt ve devlet tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Fakat PYD/YPG, DAEŞ ile savaşan bir örgüt olduğu için, Batı medyası ve Batılı ülkeler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmemektedir.

PKK’nın terör bagajı nedeniyle tasfiyesi, PYD/YPG’nin elini yıkama girişimidir.

Güvenlik kaynaklarına göre son bir senede PKK’ya katılım 53 kişidir. PKK bir dönüşüm sürecine girmiş ve militanlarını Suriye’nin kuzeyine kaydırmıştır. Yani PKK Kandil’deki bir huzurevine dönüşmüştür.

PKK’nın yeni adı YPG, yeni coğrafi konumu Suriye’nin kuzeydoğusudur.

HTŞ/El Kaide’dir

Suriye yönetimini ele geçiren HTŞ ise bir önce el-Nusra ve dolayısıyla el-Kaide menşeili bir terör örgütüdür.

Peki, El Kaide kimdir?

Eski Amerikan başkanlarından Jimmy Carter’ın Yeşil kuşak doktrini’ne göre Sovyetler Birliği ile Amerika bir güç mücadelesinin içerisindeyken ve Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etmişken,

Amerika Türkiye’den Çin’e kadar bütün coğrafyadaki İslamcı hareketleri destekleyerek Sovyetler Birliği’ni Selefi örgütlerle çevrelemiştir.

Bugün Afganistan’daki Taliban, bugün El Kaide Amerika Birleşik Devletleri’nin kurdurduğu Selefi gruplardan çıkmıştır.

Yani El-Kaideyi Amerika kurdurmuştur, dolayısıyla El-Kaide’ye bağlı olan her şeyi de aslında Amerika kurdurmuştur.

IŞİD’in(DAEŞ) temeli de Irak El-Kaidesi’dir. Irak El-Kaidesi de 2004 yılında yani Amerika’nın Irak’ı işgalinden sonra, Amerikan politikalarının sonucunda kurulmuştur. Kurucusu da Zerkavi’dir.

Şara 2012 yılında Al Nusra cephesi adı altında, Irak El-kaidesi tarafından Suriye’ye gönderilmiştir. Irak El-Kaidesi daha sonra IŞİD olmuştur. Bu selefi örgütlerin tamamı ABD politikaları sonucunda ortaya çıkmıştır.

PYD/YPG ve HTŞ ABD güdümündedir

HTŞ ve PYD/YPG hem ortaya çıkmaları hem desteklenmeleri noktasında ABD’ye bağımlıdır. HTŞ üzerinde CIA, PYD/YPG üzerinde ise Pentagon etken ve hakimdir.

Bu iki yapının yükselişi ve bunu takiben gerçekleştirdikleri anlaşma, ABD direktifinde gerçekleşmiştir. Mazlum Abdi, anlaşma için Şam’a ABD’ye ait Chinnok helikopteriyle geçmiştir.

11 MART SALI 2025 MAZLUM ABDİ:

“ABD, bizi Şara hükümetiyle diyaloga girmeye teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda aktif olarak arabuluculuk yapıyor ve her iki tarafı da oturup müzakere etmeye zorluyor”

HTŞ ve PYD/YPG’nin Anlaşması ve Meşruiyet

Taraflar arasında gerçekleşen anlaşmanın kilit noktası PYD/YPG’nin tüm sivil ve askeri kurumlarıyla Suriye’ye entegre edilmesidir.

İlk olarak anlaşmanın yapılabilmiş olması, Suriye Geçiş Hükümeti’nin PYD/YPG’yi tanıdığı anlamına gelmektedir. Bu, PYD/YPG için bir meşruiyet kazanımıdır.

AKP politikaları sonucunda, içeride PKK’ya Dışarıda PYD/YPG’ye Meşruiyet Kazandırılmıştır.

HTŞ Güçleri yaklaşık 24.000 militandan oluşmaktadır. Suriye’nin hava ve Deniz Kuvvetleri İsrail tarafından yok edilmiştir.Diğer taraftan YPG80.000 civarında militanı,ve ABD’nin temin ettiği modern silahlarıylaHTŞ’den daha kuvvetlidir. YPG’nin, bir blok halinde Suriye ordusuna geçmesi, YPG’nin silah bırakması değilSuriye devletinin bir cüzü haline bir parçası haline gelmesidir. YPG’nin meşrulaşması ve devletleşmesidir

Suriye’de PYD/YPG Devleti Doğuyor

Anlaşmanın en kritik noktalarından birisi de Suriye’nin PYD/YPG etkisine teslim edilmesidir.Çünkü PYD/YPG, elindeki ABD kaynaklı askeri teçhizat, mühimmat ve istihbarat imkanlarıyla Şam yönetiminin elindekinden kıyaslanamayacak düzeyde öndedir.

Entegrasyon durumunda Türkiye’nin PYD/YPG’ye yönelik operasyonlarını Suriye Ordusu’na yönelik saldırı şekline getirecektir.Diğer bir ifadeyle bu entegrasyonla terör örgütü PYD/YPG, bir devletin resmi ordusu olma meşruiyetini ve kalkanını edinecektir. Bu, Türkiye için tehdidin yeni bir düzeye erişmesidir.PYD/YPG, Anlaşma’yla kendi yapısını ve kazanımını koruyacak ancak Suriye bayrağı altında varlığını sürdürecektir.

11 Mart 2025 Abdi: “Üzerinde mutabık kaldığımız temel prensip, iki ayrı ordu değil, tek ve birleşik bir askeri güç olmasıdır” dedi.

Bu açıklama teslim olmak değil, iki unsurun birleşmesi açıklamasıdır.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Sözcüsü FerhadŞami:

AK Parti'li  Ercan, "Türkiye Yüzyılı Kardeşlik İftarı"nda AK Parti'li Ercan, "Türkiye Yüzyılı Kardeşlik İftarı"nda

Şami, "Suriye hükümet güçlerinin Haseke kentine konuşlandırılacağına dair dolaşan bilginin doğru olmadığını" açıklayarak, "Şam güçlerinin sadece sınıra konuşlandırılmasının mümkün olduğunu" doğruladı. KAY NAK: Al Mayadeen

 

YPG Sözcüsüne göre merkezi Suriye ordusunun bayrakları sınıra konuşlandırılacak,YPG,  Suriye devletikisvesi altında varlığını devam ettirecektir.

YPG sözcüsüne göre YPG, siyasi ve idari yapısını koruyacaktır.
 

Suriye– Iraklaşıyor

Iraklaşmak ne demektir.

Merkezi otorite çöker.

Devlet dışı silahlı aktörler güçlendirilir.

Devlet dışı silahlı aktörler etnik ve mezhepsel hayatları üzerinden çalıştırılır.

İç savaş ve istikrarsızlık.

Büyük Orta Doğu projesi kapsamında Amerika Birleşik devletlerinin Irak’ta ve Suriye’de uyguladığı tarife işte budur.

ABD için anlaşmanın gerekliliği Irak’taki gibi bir düzeni tayin etmektir. Bu aynı zamanda Suriye’nin İç Savaş sürecinde ve Esad’ın devrilmesinin ardından Iraklaştırıldığını göstermektedir. Mevcut hükümet yıkılmış, devlet-dışı silahlı aktörler alan kazanmış ve nihayetinde meşru siyasi aktör haline gelmiştir.

Irak’ta, Körfez Savaşı’nda uçuşa yasak bölge kararıyla oluşturulan fiili durum, 2003’teki Irak’ın işgaliyle nihayete erdirilmiş ve Irak’ın kuzeyinde ABD destekli, meşruiyet kazandırılmış bir yapı teşkil edilmiştir.

Büyük Ortadoğu Projesi ve AKP
Irak’la başlayan ve Suriye’yle devam eden parçalama ve sözde devlet kurma süreci, Erdoğan’ın eşbaşkanı olduğu bilinen adıyla Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) işlediğinin bir göstergesidir.

Orta Doğu’da ülkelerin sınırlarının dönüştürülmesini amaçlayan bu proje, son 25 yılda Irak ve Suriye’nin sınırlarının tamamen dönüştürmüştür.

Türkiye'nin Irak ve Suriye gibi etnik kimlikler ve mezhepler üzerinden fay hatlarında bölünmesi için, Türk milli kimliğinin tasfiye edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple tüm bu süreç Cumhur İttifakı ve DEM Partisi’nin Anayasa’nın 66. maddesini değiştirmetalebiyle doğrudan ilişkilidir.

Dr. Cenk Özatıcı