EğitimÖzel Eğitim Kurumlarında Büyük Vicdansızlık!

Kayıt ücretleri 150-200 bin TL’ye dayanan özel eğitim kurumlarında eğitim kadrosunun ücret skalası dibe vurdu; asgari ücretin bile altında maaşla çalışan öğretmenler bulunuyor.

Bazı özel eğitim kurumları, asgari ücretle geçinen öğretmenlerine yetersiz maaşlar ödeyip, eğitim-öğretim döneminde kaynak kitapları bile parayla satıyor. Bu durum, adeta insaftan yoksun bir tablo çiziyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bir aile, ev kirasını zar zor öderken, çocuğunu yıllık 150-200 bin TL gibi yüksek ücretlerle özel okula göndermesi mümkün mü? Dar gelirli aileler, “Eğitimde eşitlik nerede?” diye sorarken, bu kurumların denetiminden kimsenin haberi yok. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanacaksa, bu kurumların denetim ve denetleme süreçleri acilen gözden geçirilmeli.

****

Hani derler ya, “Bir dokun, bin ah işit” diye… Daha önce, Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesindeki özel okullar ve kurs merkezlerinin yetersizliğini dile getirmiştim. Okuyuculardan aldığım geri dönüşler, başka bir konunun ciddiyetini gözler önüne serdi. Yıllık 150-200 bin TL’ye kayıt yapan özel eğitim kurumları, velilerin belini bükmüş durumda.

****

Son yıllarda eğitim sektörü, özelleşme ve piyasa dinamiklerinin etkisi altında önemli bir değişim yaşadı. Ancak, bu değişim sürecinin en acı verici örneklerinden biri, özel eğitim kurumlarının “kâr” odaklı yaklaşımlarından kaynaklanıyor.

Öncelikle, özel eğitim kurumlarının yüksek fiyat politikaları, yalnızca maddi zorluk yaşayan aileler için değil, aynı zamanda toplumun genel yapısı açısından büyük bir adaletsizlik yaratıyor. Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en temel unsurlardan biridir. Bu yüzden eğitimde eşitlik, her çocuğun kaliteli eğitim alma hakkını ifade eder. Ancak, özel eğitim kurumlarının yüksek fiyatları, bu hakkı yalnızca maddi imkanı olan aileler için erişilebilir kılmakta ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirmekte.

***

Bir başka dikkat çeken husus ise, bu kurumlarda öğretmenlerin aldığı ücretler ve ek hizmetlerin fiyatlandırılması. Örneğin, asgari ücretle çalışan öğretmenler, eğitim-öğretim döneminde öğrencilere kaynak kitapları parayla sunmak zorunda bırakılıyor. Bu durum, eğitimde kalite ve eşitlik anlayışını çiğneyerek, çocukların temel eğitim ihtiyaçlarını bile maddi bir yük haline getiriyor. Eğitimcilerin aldığı düşük ücretler, bu kurumların eğitim standartlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Nitelikli öğretmenlerin eksikliği ve düşük ücretler, öğrencilerin eğitim kalitesini doğrudan etkiliyor.

***

Peki, bu durum karşısında neler yapılabilir? Öncelikle, özel eğitim kurumlarının denetim ve düzenlemelerinin sıkılaştırılması gerekiyor. Bu kurumların sadece fiyat politikaları değil, aynı zamanda öğretmen ücretleri, eğitim materyalleri ve ek hizmetler konusunda da denetlenmesi şart. Eğitimde eşitlik ilkesini koruyabilmek için devletin ve ilgili kurumların bu alanda daha etkin ve şeffaf bir denetim mekanizması kurması gerekiyor.

30 Ağustos Zaferinin Önemi ve... 30 Ağustos Zaferinin Önemi ve...

Ayrıca, özel eğitim kurumlarına devlet teşvikleri veya sübvansiyonlar gibi düzenlemeler getirilerek, eğitim maliyetlerinin düşürülmesi sağlanabilir.

Toplum olarak da bu konuda daha bilinçli ve etkili adımlar atılmalıdır. Eğitim hakkının, her çocuğun temel bir hakkı olduğu unutulmamalı ve bu hakkın korunması için mücadele edilmelidir. Kamuoyu baskısı, medyanın rolü ve eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşlarının katkıları, bu sorunun çözümünde önemli bir etken olabilir.

***

Sonuç olarak, özel eğitim kurumlarının uyguladığı yüksek fiyat politikaları ve düşük öğretmen maaşları, eğitimde eşitlik ilkesini ciddi şekilde zedelemekte. Eğitim, kâr odaklı bir sektör olmaktan çıkarılmalı ve her çocuğun kaliteli eğitim alması sağlanmalıdır. Bu konuda atılacak adımlar, hem çocukların geleceğini hem de toplumun eğitim seviyesini doğrudan etkileyecektir. Eğitimde eşitlik için attığımız her adım, daha adil ve aydınlık bir gelecek için önemli bir adımdır.

https://www.parolaajans.com/egitim/ozel-egitim-kurumlarinda-buyuk-vicdansizlik/

Editör: Akif Arslan