Galiba öyle. Ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. 6 Şubat’ta önce 7.7 ile Pazarcık ve ardından da 7.6 ile Elbistan olmak üzere iki kez sallandık. Bölgemizdeki 11 il ekilendi.

Depremlerin merkezi Kahramanmaraş ile birlikte Hatay, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye ve Adana, Elazığ illeri ile Sivas’ın Gürün ilçesi bu depremlerden etkilendi.

Allah hiç kimseye bu acıyı yaşatmasın. Deprem anında yıkıma uğrayan kent merkezlerinde insanların yaşadıkları anlatılacak gibi değil. O saatlerde depremi yaşayan ve şu anda nefes alan herkes ayrı bir hikaye bıraktı arkasında. Annesini, babasını, evladını ve diğer akrabalarını depremde şehit verenlerin hikayesi ayrı bir acı olarak kalacak hayatlarının kalan süresinde.

Yaşayanlar, yaşadıklarını içlerine gömerek hayata devam ediyor.

Dün o asrın felaketinin 40’ıncı günüydü. 40 gün, 40 koca yıl gibi geçmiştir o insanlara. Rabbim kalan anlarında acılarını hafifletsin.

“Deprem öldürmez binalar öldürür” gerçeği bir kez daha yaşandı. Deprem skalasına göre, sona yaklaşılan o anın videolarını izledikçe binaların nasıl kum gibi dağıldığını görüyoruz.

Şimdi kim suçlu? Bunu arıyoruz ama bulduk gibi; müteahhitler? Ya diğerleri, imar izni verenler, yapı izni verenler, denetlemeyi unutanlar... Hepsini bir kenara bırakıp “kader” diyelim.

Kırk gün geçti. Kırkı çıkmadan acıları unuttuk gibi. Unutan unutsun da ben unutmam. İlk 3-4 gün yönünü dönüp bize bakmayan iktidar vekili ve başkanlarını nasıl unuturum?

Siz unutur musunuz? Unutursunuz, unutursunuz. Gün gelir, “Ben demiştim” anı da gelir?

14 Mayıs’ta sandığa gideceğim. CB için oyumu kullanacağım. Ama MV ve daha sonra yapılacak yerel seçimlerde belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlar ve azları için seçim yapmayacağım. Kim seçilirse seçilsin. Beni artık ilgilendirmiyor.

Benimle ilgilenmeyen ile ben asla ilgilenmeyeceğim. Bu böylece biline...