GÖKHAN ÜNLÜ

Hani derler ya “kendin çal kendin oyna”… Bizim işimizde tiyatro sahnesinde ya da radyoda yayınlanan birkaç skeç gibi görülüyor.

Pişmiş kellelere bu şehrin ağabeylerine, ablalarına, dayılarına, uşaklarına…

Bizlere akıllarınca “kulp takmaya çalışırlar”. “Aman o mu?” derler, ayak seslerimizi duyduklarında topukları yağlı kuyruklara değer, topukları yağlar kaçarlar.

Eee bizlere “deli” deyip geçmeyeceksin be kardeşim. “Deli feryat etse sehere karşı fırtınalar kopar, yeli dokunurmuş”.

Aklımız başımızda ne yazıp ne söylediğimizi, kimi nasıl eleştirip, kimin güzel işlerine saygı duyacağımızda biliyoruz.

Fakat ne yazsak, ne söylesek “biz çalıp biz oynuyoruz”…

Bizleri sadece kendileriyle aman “ağabey ne yazalım”, aman “ağabey nasıl konuşalım” aman “ağabey gözünü seveyim; öv beni, öp beni!”

Haydi oradan “bizde satılık kalem yok”.

21 Ağustos 2024’de yazmış olduğum “Ağustos Böcekleri Öter mi Acaba?” konu başlıklı yazımda bu sene kış ayının oldukça yağmurlu, sel baskınlarıyla ve doğal afet olaylarıyla sert geçeceğini yazmıştım. 

Keza 22 Ağustos 2024 tarihli bir köşe yazımda da Kahramanmaraş’ı Venedik’e benzetmiş yetkilileri göreve davet etmiştim.

Anlaşılan o ki bizim gibi delilerin yazıları; ya tersten okunuyor veyahut okuma alışkanlığı olmadığından okunmuyor.

24 Kasım 2024 sabah saatlerinde başlayan yağış ve fırtına ile yağan kar yağışları ve dondurucu soğuklar Kahramanmaraş ilini ve çevre ilçelerindeki yaşamı olumsuz etkiledi. Tatbiki bir afet Yaradan’ın doğa olaylarına kimin gücü yetecek ki; bu durum şüphe yokki imkansız!

Tedbirler erken alınabilirdi valilik, afat, belediyeler, milli eğitim vs uyarılar sarı değil de kırmızı verilebilirdi.

Bakın birçok can kaybı yaşandı asıl önemli olanda bu.

Bir “kriz masası dahi nasıl kurulur?” bilmiyorsunuz.

Milli eğitim diyoruz günler öncesinden sarı alarm verilmesine rağmen öğrencilere eğitim vermekten aciz.

Vatandaşa bir yol gösteren kurum ve kuruluş yok.

Afat diyoruz acil toplanma bölgesi dahi belirlenmemiş. Sosyal medyadan yardım talebi dernek ve STK kuruluşlarına araç talebi var yahu güzel kardeşim birkaç gün önce aklınız neredeydi.

Yazık yahu ayıp yahu ben yazmaya eleştirmelere utanıyorum artık koca koca adımlarlarsınız…

Hangi duyarsızlığınızdan, iş bilmezliğimizden, eksikliğinizden bahsedeyim. Her geçen gün hatalar çoğalıyor, bu kadar da vurdumduymazlık olmaz ki!

Günahtır, ayıptır, kul hakkıdır vallahi billahi. Sizlere artık söyleyecek bir laf bulamıyorum.

Yazıklar olsun sizlere!…