Kahramanmaraş bu enkazdan nasıl kalkar?
Sorunun cevabı çok basit: El birliğiyle...
Kahramanmaraş, tarihi bu işlem ile doludur. Kurtuluş savaşı bunun en bariz örneğidir.
Maraşlı, elbirliğiyle gönül birliğiyle işgal kuvvetlerini kentten kovmuş ve ülkenin kurtuluşuna da öncülük etmiştir.
1980 sonrası yaşanan ekonomik gelişmişlik, sanayideki atılım da yine el birliğiyle olmuştur.
Kahramanmaraş‘ın son 30-40 yılını bilenler bu konuyu çok daha iyi anlatır.
6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem, Kahramanmaraş’ı ve 11 ili enkaza çevirdi.
45 binden fazla insan hayatını kaybetti. Daha fazlası yaralandı. Çok dahası da yaşadıkları kentleri terk etmek zorunda kaldı.
Kahramanmaraş’ın yakından tanıdığı zenginler, bugün adeta bir dilim ekmek ve bir tas çorba almak için bekliyor ve bu durumu da gözyaşları içinde anlatıyor.
Elbette zenginin malı sigortalıdır. Enkaza dönen işyerinin zararını sigorta şirketleri karşılar.
Elbette mal canın yongası sayılır. Ama zararın sigorta şirketleri ile karşılanması çözüm değildir.
Gitmiş, batmış işyerinin atağa kalkması için el birliği, gönül birliği gerekir.
Geceyi, gündüze katmak gerekir. Devlet her türlü desteği sağlar, sağlayacaktır. Yeterki Kahramanmaraşlılar da taş taş üstüne koysun. Omuz versin.
Şunu unutmamak gerekir: Bir elin nesi var. İki elin sesi var. Haydi o zaman iki el olalım.
Önerim:
İnternet haber siteleri ile ilgili yasa bir süre daha ertelensin.
Devlet, meslektaşlarımızın maddi zararlarını bir an önce karşılasın.
Özel sektör, deprem öncesinden daha fazla miktarda medyaya destek çıksın.
Haber sitelerinin bilgisayar, Laptop, yazıcı, fotoğraf makinesi gibi ihtiyaçlarının düşük faizli kredi ile karşılanması sağlansın.
Tabii ki en başta gazetecilerin işyeri sorunu ivedilikle çözümlensin.
Bu konularda da en büyük görev Mahir Ünal, Celalettin Güvenç, Ahmet Özdemir ve Cihat Sezal beylere düşüyor.
Kırılmasınlar ama Habibe Öcal, Sefer Aycan ve tek muhalefet olan Ali Öztunç beylerden bir beklentim yok. Olursa da ne ala?