ÖZGÜR KARAKAYA

“İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir” –Shakespeare

Dalkavukluk, karşısındakinin her söylediğini akıl süzgecinden geçirmeden yerine getiren zihniyettir.  Yalan, bartı, mimiyetsizlikle çıkarların ön planda tutulmasıdır.

Dalkavukluk, geçmişden gününümüze kadar devam eden bir süreçtir. Günümüzdeyse şekil değiştirdiğinden meslek olarak değil karakter olarak yaşanmaktadır.

 

Günlük hayatta ,bürokratik alanda  yağcılık,yağdanlık,yalakalık gibi  tanımlamalarla ifade edilir. Bu yapı çalışkan başarılı  insanların yükselmesini önlemektedir.

 

Bu zihniyette olanlar kendilerini de güvenmezler. Çünkü hak ederek o makamda oturmamaktadırlar.  Bilgi ve yetenekten yoksundurlar.

 

Çevresindekilere ispiyoncu kullanarak açıklarını arayarak, fitne çıkararak  kontrol etmeye çalışmaktadırlar.

 

Bu durum güvensizliği, kaygıyı, korkuyu getirdiğinden verimsizliğe yol açmaktadır. Gerçek kişilikler de  görünmez  maskeli balonun hakimiyeti vardır.

 

Sorumluluklar sürekli başkasına yıkılmaya çalışılmaktadır sorunlar da  çözüme ulaşmaz.  Fikir  üretimi  de olmaz. Aşağıdan yukarıya doğru sürekli şu sözler yer alır: “İsabet buyurdunuz  efendim”, “Zaten söylemiştiniz  efendim”.   Vb sözler.

 

Bundan dolayı ne fikir çarpışması  ne de fikirlerin birleşiminden yeni fikirler meydana gelmez.  “Dalkavuk ve filozofun” fıkrasında olduğu gibi .

 

Bir filozof ile bir dalkavuk konuşuyormuş. Filozof ne derse dalkavuk onu tasdik ediyormuş.  Nihayet sabrı  tükenen filozof haykırmış:- Birader, hiç olmazsa bir kez olsun dediğime itiraz et de, iki kişi olduğumuzu anlayalım…

 

Ya Siyaset Dalkavukları”, her devirde”  bulunmaktadır. Partiden partiye zıplayanlar “gidene ağam” gelene paşam” Medya sahibi patronların  yayın politikalarının değişmesi büyük servete sahip olmaları.

 

Dalkavukluk makama servete güce yapıldığından servet güç kaybedilince ihanetlerde kaçınılmaz olur. 

 

Eleştiri kültürünün gelişmediği  tebaa kültürünün egemen olduğu toplumlarda kişisel bir olgu  olmaktan çıkar salgın  bir hastalığa dönüşür.

 

Dalkavukluğun önlenmesi için yapılması gerekenlerse:

 

Eğitim sistemimizde kişilikli, erdemli sorumluluk sahibi özgür düşünebilen insanların yetiştirilmesine önem verilmelidir.  Yetenek ve çalışma arasında  doğru orantı kurulmalıdır. Hukuk işlevini yerine getirmelidir. İşler ahbap çavuş ilişkisi  olan anlayışını kabul etmemektir. Toplumda itibar görmeyen  bir anlayış olarak  benimsenmelidir.

 

Orhan Veli nin “Kuyruklu şiiri”ni  hatırlayarak noktayı koyalım  

 

KUYRUKLU ŞİİR                                       

Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi, Senin yiyeceğin kalaylı kapta, Benimki aslan ağzında,.Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil kardeşim, Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak tanrının günü.

 

Özgür Karakaya

[email protected]