İslam Medeniyetinde Savaşında Bir Ahlakı Ve Hukuku Vardır
Savaşlar;amacının meşru olup olmamasına göre ahlaklı ve ahlaksız;yöntemine göre de adil veya zalim savaş olarak nitelenir.Ahlak ise hukukudaiçeren geniş bir perspektifesahiptir.
Hz. Peygamber, savaşlarda; yaşlıların, kadınların, çocukların öldürülmemesini emretmiştir. Bununla beraber mabetlerin korunmasını ve dokunulmazlığını ilan etmiştir. Bu sebeple,Silahsız insanlar hep koruma altına alınmıştır.
Kur’an, Hz. Peygamber’in yüce bir ahlak üzere yaratıldığını,(Enbiya suresi-107) bu ahlakın bütün insanlığa rahmet olarak yansıyacağını, bunun dost-düşman herkes tarafından tecrübe edilebileceğini haber vermektedir.Her ne kadar savaş alanları, şiddetin teyit ettiği bir alan olsa da,Hz. Peygamber ‘in savaşlarında tam anlamıyla bir savaş ahlakı ve hukuku vardır.Bunu dost düşman herkes tecrübe etmiştir.
Hz. Peygambere:
Huneyn Savaşında, Müslümanların da çocukları öldürdüğü haberi ulaşınca,Hz Peygamber, onlara İslam savaş ahlakının şu temel ilkelerini hatırlatmıştır.“ Bazı insanlara ne oluyor da, öldürme hırsı, onları çocukları öldürmeye sevk ediyor. Şu gerçeği hiç unutmayın; Çocuklar öldürülmezler.“ Hz. Peygamber, önemine binaen bu gerçeği üç kez tekrarlamıştır.Üseyd b.Hudeyr,öldürülenlerin[L1] [L2] müşrik çocukları olduğunu söylemesi üzerine, Allah Resulü “Sizlerin en hayırlınızda müşrik çocuğuydu.Her çocuk İslam fıtratı üzeri doğar,Ailesi[L3] onu Hristiyanlaştırır veya Yahudileştirir.’’(Vakıdi,Magazi,3/905,912-915) diyerek, savaşta dahi, asla hiçbir gerekçenin, ahlaki ve hukuki ilkeleri ihmal etmeye sebepoluşturmayacağını açıkça ortaya koymuştur.
Hz. Peygamber, yirmi yedi gazveye bizzat katılmıştır. Bunların yedisinde savaş meydana gelmiştir.Bütün bu savaşlarda:Müslümanlardan şehit olanlarınsayısı yüz elliyi, düşmanların kaybı ise iki yüz elli kişiyi geçmemiştir.
İslam savaş hukukuna göre; savaşa katılmayanlar,kadınlar,çocuklar,din adamları,savaşa katılmayan hastalar,yaşlılar ve güçsüzler öldürülemezler.Ekili,dikili, imar edilmiş yerler ile doğal çevreye zarar verilemez.Canlılar öldürülemez. Irz ve namuslara dokunulamaz.Öldürülenlere müsle yapılamaz esası vardır.
Bunun ile beraber:pratikte ’de,İslam’ın hiçbir devrinde ve cihadında:Yaşlılara, kadınlara, çocuklara ve savunmasız insanlara dokunulmamış, canları ve ırzları korunmuştur. Hiçbir zaman, toplu olarak;yaşlı, kadın ve çocukların, savunmasız insanlarınöldürülmesi asla kabul edilmemiştir.
Yakın geçmişte; Bütün dünyanın gözü önünde,Birleşmiş Milletlerin gözetiminde,NATO askerlerinin koruması altında, Sırplar tarafından binlerce Bosna Hersekli Müslüman; yaşlı, genç ve çocuk demeden topluca kurşuna dizilmiştir. Toplu mezarlara gömülmüştür.Kadınlara zorla tecavüz edilmiştir.Acıları dün gibi taze durmaktadır. O anlardan kalma, çocuklar adına yazılan şuşiir; çocukların dramını, acısını, çaresizliğini, feryadını en net ve açıkifade etmektedir.
BOSNA HERSEKLİÇOCUK
Ben bir Bosna-Hersek’li savaş görmüşçocuğum...
Annemin gözlerinde hep yaş görmüşçocuğum
Ne suç işlemiştim ki koptu ayağım elim
Anne derdim, bir başka kelime bilmez dilim
Gitti bir şafak vakti dönmedi babacığım
Öyle çok özledim ki nerede anacığım
***************
Ben bir Bosna-Hersek’li savaş görmüşçocuğum
Annemin gözlerinde hep yaş görmüşçocuğum
***************
Bir gün büyüyecektim koşup oynayacaktım
Çimenlerin üstünde düşüp oynayacaktım
Hani beyler bayanlar hani insan hakları
Kandan geçilmez oldu yurdumun sokakları
Ne utanmazlar varmış ne masallar okundu
Ya Rabbi kirli eller namusuma dokundu
Ne cevap vereceksin Nebi sorduğu zaman
Yardıma gelemezsen ağla be hey Müslüman
***************
Ben bir Bosna-Hersek’li savaş görmüşçocuğum
Annemin gözlerinde hep yaş görmüşçocuğum
***************
Ah bir dile gelse de dinlesen dağı taşı
Nasıl tekmeleniyor şehidin kesik başı
Ben her gün öldürmeyen ölümü yaşıyorum
İdrakin çıldırdığı zulmü yaşıyorum
Siz çakal sürüleri Nemrutları geçtiniz
Siz Kahhar olan Hakkın azabını seçtiniz
Siz medeni insanlar kedi köpek besleyin
Geçin ekran başına uyuklayın esneyin
Yok mu bu zalimlerin kollarını kıracak
Akan mazlum kanının hesabını soracak
Bu dünya sizin olsun ben Rabbime gideceğim
Kanımı içenleri Rabbime şikâyet edeceğim...
şikayet edeceğim...
Şiirini biz, çok okuduk ve dinledik.
Bu günde “Ben bir Filistinli savaş görmüş çocuğum“ şiirlerini okuyup dinliyoruz.Bu anlamda daha ne kadar, şiirler yazılacak ve okunacak… Bilemiyoruz.
Gazze’de:Okula gitmesi, kalem tutması, top oynaması, ezan sesi ile uyanması, sıcak yuvasında, anne kucağında ve baba şefkatinde büyümesi gereken yavrular, yemeden içmeden, anneden, babadan, kardeşten yoksun,merhametten, şefkatten ve sevgiden mahrum,Kan ve gözyaşı ile kimsesiz, yıkılan evler arasında, bomların patlamaları içinde her an ölümü solumaktadırlar.
Gazze’deve Filistin’de her gün çocuklar ölüyor. Aylan bebek gibi nice yavru bedenler bayramlık elbiseler yerine kefenlerini giyerek kara torağa veriliyor.İnsanlıktan nasibini almamış canavarların ellerinde hayatları son buluyor. Güya medeni dünya; göz göre göre sahip çıkmamakta, sanki hiçbir şey olmamışçasınaseyretmektedir.
Biz bu acı manzaraları:Afganistan’da,Bosna Hersek’te,Karabağ’da,Kıbrıs’ta,Çeçenistan’da,Somali’de, Keşmir’de, Irak’tave Arakan’da gördük.Şimdi iseSuriye’de,Gazze’de,Filistin’de ve denizlerde ölüme terkedilen göçmenlerde görmekteyiz.
Sonuç olarak: Biz Müslümanlar, nerde yanlışyaptık? Yapmaya devammı ediyoruz? diye bir iç muhasebemizi yapmalıyız.Bununla beraber bireysel ve toplumsal olarak; her türlü boykotu genişletmeliyiz. BarışçılToplu gösteriler yapabiliriz.Kardeşlerimize daha çok insani yardımlar göndere biliriz. Böylece, en azından düşüncemizi ve safımızı belirtmiş ve tepkimizi göstermiş oluruz.
Rabbimizden niyazımız bir an önce bu savaşın son bulmasıdır. Kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşmasıdır.
MUSTAFA SAYLAK
İlahiyatçı yazar