Mehmet FİSKECİ

 

Yahu haftalar, aylardır yazıp çiziyoruz burada. Yani boşa kürek mi sallıyor, boşa kafa mı yoruyoruz! Sadece biz değil, bakın bir önceki dönem bakanımız, bir-iki milletvekilimiz, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız, Ticaret Borsası Başkanımız, MÜSİAD Başkanımız, Mali Müşavirler Odası Başkanımız gece demedi, gündüz uyumadı, işlerini ihmal ettiler, şu kapı senin, bu kapı benim çalmadık kapı bırakmadılar, Ankara’yı Çarşıbaşı Yoluna çevirip gitmedik yer-bakanlık bırakmadılar, ‘Aman…’ dediler, ‘Depremde insanların canı yandı, canları gitti, hayalleri ve hatıraları gitti enkazla birlikte.  Zebun düştüler, işlerini kaybettiler, şu adı batasıca Mücbir Sebep Halini çok ama çok uzatın, yoksa halimiz perişan!’ dediler.

Zaten size de yaranılmıyor yani.

Sizi gidi namırsızlar sizi!!!

*

Sigara içiyorsunuz. Tamam, sizin tercihiniz. Zararını bedeninizle ödersiniz, sizin tasarrufunuz. Evde hadi neyse, eşiniz müsaade ettiği sürece içersiniz de, araç kullanırken, bir eliniz direksiyonda, bir elinizde sigara o da dışarıda, hadi ona da peki dedik, sonra da izmariti trafikte iken sürüş halinde iken yola, kaldırıma atmanın alemi ne?

Evde yapsanız, o izmariti balkona, hole atasanız karınız sizi kapının önüne koyar da, niye araç kullanırken izmariti, küllüğü yola boca ediyorsunuz!

Hani çevre, hani bireysel sağlık ve kirlilik! Size böyle mi öğrettiler evinizde, okulunuzda, askerlikte?

Hız sınırı tanımıyorsunuz, bayan sürücüleri rahatsız ediyor, onları kazaya zorluyorsunuz, yüksek sesle müzik dinleyip hem kendi dikkatinizi dağıtıyorsunuz, hem de gürültü kirliliği yaratıyorsunuz!

Sizi gidi namırsızlar sizi!!

*

Ot atıyorsunuz, zararlı ya, bir ara valilik yasakladı ya, çünkü içinde her türlü uyuşturucu maddeler var, ki satanlar, büfede, marketlerde dayanıklı tüketim malı haline geldi nasıl olsa, ‘fil deviren!’ diye bir de atom yapıştırdılar üzerine, dilinizin altına, damağınıza koydunuz da, kafayı bulunca, keyfiniz yerine gelince, işiniz bitince ne diye kaldırıma, yolun ortasına atıyorsunuz!

Yola tükürüyor, balgam atıyorsunuz. Üzerine basan insanlar, evlerine hastalık-mikrop taşıyorlar, (sizi gidi sizi mikroplar!) çevreyi kirletiyor, insanların midesini bulandırıyorsunuz!

Ama sizde ne terbiye var, ne utanma, ne insana ne de çevreye saygı. Aynı uygunsuz hareketi-davranışı evinizde yapabilir misiniz?

Sizi gidi namırsızar sizi!!

*

Herkeste bir silah taşıma merakı, sevdası, özentisi. Herhalde peynir ekmek gibi silah satılıyor, taşıma ruhsatı veriliyor ki, taşımayan, bulundurmayan yok! Bazı özel meslekleri ve o meslek sahiplerini ayrı tutuyorum, alakası olmadığı halde gazeteciyim diye silah bulunduran, taşıyanlar var.

Bu ülke, bu şehir Teksas mı birader? Herkes kendi yasasını belirleyecekse, herkes kendini hakim-savcı yerine koyacaksa herkes kendi adaletini tesis edecekse, o kurumlara ne gerek var o zaman!

Oysa devlet her zaman ve zeminde vardır, vatandaşın hakkını, hukukunu korur! En güvendiğimiz kurumdur Devlet. Güçtür, bekadır, haktır-hukuktur.

Allah devlete zeval vermesin!  

Hal böyle iken sizler, bizler, sen, ben… Kimden korkuyorsunuz ya da korkuyoruz! Gazeteciler (genel) yani basın mensupları, asıl korkulacak kimseler sizlersiniz! Yalan, asparagas haber sizde, tehdit ve şantaj sizde, her habere para istemek, her gittiğiniz yerde açlığınızı belli eder gibi abonelik ve reklam istemek sizde! Dilenciden farkınız yokken, işinizi hakkaniyetle, doğru dürüst yapın, etik kuralları çiğnemeyin, bırakın da vatandaş sizden korksun!

Sizi gidi namırsızlar sizi!!  

*

Daha birkaç gün önce, MÜSİAD Başkanımız müjdeyi verdi, havalimanında yaşanan uçak iniş problemleri yeni teknoloji ile büyük ölçüde çözüme kavuşmuş.

Ne olmuş? Uçaklarımız artık rahat inip kalkabilecekmiş. İlaç kullanmadan! Bu gelişme bölge ticari, turizmi ve ulaşımı için kritik bir adım olarak değerlendirilmiş. Ee haklı Başkan. Yeni sistemle yükseklik sorunu da aşılmış, dahası Allah’tan belanızı mı istiyorsunuz!

Yok yağmur yağmadı, yok rüzgâr bile esmedi, yok kardı-kıştı inmedi, yok kalkmadı, yok bilmem ne yüzünden inemedi, pilotun canı çekti ertelendi (O meşhur ILS cihazı) yok pilotun canı istedi, yok keyfi yerinde değildi komşu havaalanına indi…

Ne diyordu Şerafettin Özcan, yurtiçi uçuş (özellikle yaz - tatil sezonunda Antalya- İzmir vs..) sayısının artırılması, yurt dışı uçuşlarının başlatılması, daha ne istesin Başkan.

Bu şehirde yaşayan herkes, kurumlar, vatandaş, bürokrasi, siyasi her neyse herkes bu meseleye, bu taleplere sahiplenmeli. Bölgenin geleceğine dair planlarının hayat bulması, bölgenin ekonomik ve sosyal-kültürel-turizm  açısından kalkınması adına önem arz ederken, siz burnunuzla itiyorsunuz! Sizin var ya sizin, vallahi yatacak yeriniz yok!

Sizi gidi namırsızlar sizi!!

*

Merak etmeyin, devamı var! Olacak ve olmalıdır da.

https://www.maraskimlik.com/siz-gidi-namirsizlar-makale,7958.html