“Derim ki ben

Kedileri severken ağlayınız

Beyaz değil aslında mahzundur kediler”

(İsmail UYAROĞLU)

Genellikle insanlar kedilerin evden bir süre uzaklaşıp sonra (hatta aylar sonra) geri dönme nedenlerini pek anlamazlar. Salâh Birsel, bir hayvansever ve kedi tutkunu olan Paul Léautaud’tan bahsederken şöyle diyor: “Fransız  yazarlarından Paul Léautaud’nun kedileri de sık sık evden uzaklaşır. Sonra gelirler, karınlarını doyurup yine ortalardan silinirler.  Nedir, Çinli adlı kedisi de firar oyunu oynadığında hüngür hüngür ağlamıştır. Sonra da kendini Plessis-Piquet sokağına atarak her yeri tartak martak getirmiştir.” (a.g.e., s.55)

Desmond Morris, “Kediler neden önce dışarı çıkmak, sonra da tekrar içeri girmek için bağırır?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Kediler kapılardan nefret eder. Kapıların kedi ailesinin evrimsel hikâyesinde hiçbir yeri yoktur çünkü. Kolaçan etme faaliyetini sürekli engelledikleri yetmezmiş gibi, bir de kedilerin kendi yaşam alanlarını keşfe çıkıp sonra kendi güvenli merkez üslerine dönmelerini önlerler.” (a.g.e., s. 60) 

“Bir kedi sizin dostunuz olur ama köleniz asla” demiş Théophile Gautier de…

Kedileri sevelim… Yeter ki bizle beraber ara sıra kaçamakları olsa da yanı başımızda olsunlar, olsunlar ki sevebilelim…

Hayvanları sevelim.

Tamer UYSAL