İnsan olur kalır eseri, eşek ölür kalır semeri
“Eşek ölür, semeri kalır; insan ölür, eseri kalır.” derler...
Vallahi de billahi de bu söz benim değil. Kim tarafından söylendiğini de bilmiyorum. Atalar söylemiş. Tabii benim de ataları inkar etme durumum olamaz.
Ama bu sözü büyük liderlerimizden biri çok dik kullanıyor.
“Eşek ölür, semeri kalır; insan ölü, eseri kalır.”
Yani; ilk kim demiş ise çok ta doğru demiş.
EŞEK ÇEŞİTLERİ
Aslında soruyu şöyle sormak gerekir: Kaç türlü eşek vardır:
Bir erkek eşek, bir de dişi eşek vardır. Tabi bir de bunların sopaları var.
Ansiklopedik bilgilerim Yeterli olmadığından google amcaya sordum.
https://tr.wikipedia.org/wiki şöyle diyor:
Eşek, atgiller familyasının evcilleştirilmiş türlerinden biridir. Eşekler, ilk kez MÖ 3000 civarında Mezopotamya veya Mısır'da evcilleştirilmiş ve dünyaya yayılmıştır.
Çeşitlerini ise “Evcil eşek, Afrika yaban eşeği, Asya yaban eşeği, Somali yaban eşeği, çizgili yaban eşeği (zebra), Moğol yaban eşeği” olarak kaydetmiş.
https://dergipark.org.tr/ şöyle bilgi sunuyor:
Eşek türü, Afrika'da yaşayan eşekler ve Asya'da yaşayan yarı eşekler olmak üzere iki gruba ayrılır. Afrika'da yaşayan eşekler, Somali Eşeği (Equus Asinus Somaliensis) ve Nubya Eşeği (Equus Asinus Africanus) olmak üzere iki çeşittir. Asya yarı eşekleri ise Kulan (Equus hemionus) ve Onager (Equus onager) dir.
MERZİFON EŞEĞİ YOK Kİ
Söz ola “Merzifon eşeği” derler de Merzifon eşeği çeşidi yok.
https://evrimagaci.org/ sitesi şunları yazmış:
Merzifon eşeği diye bir tür yoktur ama ülkemizde özdeşleşen Merzifon eşeğinin anonim olan çeşitli halk hikayeleri vardır. Bunlardan bir kaçı şu şekildedir:
Osmanlı döneminde Merzifon'da yapılan ilk nüfus sayımında insan nüfusundan daha fazla eşek çıkması neticesinde,
Vaktiyle bir Merzifonlu, Osmanlı Padişahına eşek hediye etmiş oradan hatıra,
Merzifon konumu nedeniyle ticaret yolları üstünde olmasından ticaret hayatı gelişmiş bir yermiş. Ticari faaliyetlerin lojistiği açısından vazgeçilmez olan eşekler de bu şehirde çokmuş, eşrafı meşhurken eşeği meşhur olmuş derler...
MESELENİN ASLINA BAKMAK LAZIM
Öyle ya meselenin aslına bakmak lazım.
Piyasada eşek mi arayacaksın.
Sağına bak, soluna bak, arkana bak, doğru bak, yan bak. Yeter ki eşek görmek iste.
MAHSUNİYE KULAK VERMEK
Merhum Afşinli Hemşehrimiz Aşık Mahzuni Şerif bakın ne diyor.
EŞEK GİBİYİM (SIRTIM BOZUK)
Sırtım bozuk yüküm ağır yol çamur
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
İzzetim semerdir vur utanma vur
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
Aklım softalarda inadım inat
Dur demem ben doyasıya odun at
Umurumda değil batsa kainat
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
Torbama ne koyarsa yerim sahibim
Ahır yasasına olmaz lam ü cim
Eşekliğin tadı nedir bilen kim
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
Benim için kucak açar kırlarım
Keyfim suyum,sıpam için zırlarım
Yükümün şerefi diz çamuralrım
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
Eşeğin tadı aslanda olsa
Zulmüne küfreder semere gelse
Of demem dünyaya bir nalım olsa
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
Mahzuni diyorlar bir sahibim var
Bazan sırtlar beni bazan yük atar
Hep benim cinslerim gevişsiz yutar
Mevla'ya şükür ki eşek gibiyim
EŞEĞİ SALDIM ÇAYIRA
Kazak Abdul da şunları söylemiş:
Eşeği Saldım Çayıra
Otlaya Karnın Doyura
Gördüğü Düşü Hayra
Yoranın Da Avradını
Münkir Münafıkın Soyu
Yıktı Harap Etti Köyü
Mezarına Bir Tas Suyu
Dökenin De Avradını
Derince Kazın Kuyusun
İnim İnim İnilesin
Kefen Dikmeye İğnesin
Verenin De Avradını
Dağdan Tahta İndirenin
Iskatına Oturanın
Hizmetini Bitirenin
İmamın Da Avradını
Müfsidin Bir De Gammazın
Mali Vardır Da Yemezin
İkisin Meyyit Namazın
Kılanın Da Avradını
Kazak Abdal Nutk Eyledi
Cümle Halkı Dahleyledi
Sorarlarsa Kim Söyledi
Soranın Da Avradını