Yeri Geldikçe: AKİF ARSLAN
Yanan sadece orman değil yahu!
Yıl 1995, Temmuz ya da Ağustos... Tam hatırlamıyorum.
Malatya Beydağları’nda askerim. Acemilikten sonraki Usta Birliğindeyim.
Dağın başı. Gündüz 40-45 dereceye varan sıcaklar. Gece nöbetinde adeta çifte parke giyiyoruz.
Karasal iklimin ta kendisini yaşıyoruz. Askerlik kuralıdır. Biraz çalışırsın sonra istirahat. Acemilikten Usta Birliğine yeni intikal etmişiz.
Atış’tayız. Başımızda teğmen var. Alana gittik. 25-30 alt devreyiz. 100 metre atış sırasında toprak üstündeki kurumuş otlar tutuştu.
Yangının yakındaki ormana sıçraması için ne gayret gösterdik. Bir çok askerin de komutanın da eğitim elbiseleri ateş söndürmek te kullanıldı, çok büyük çaba gösterdik..
Bir de çok ağaç ta yok. İstirahat anında adeta güneşin altında eriyoruz. Dikilen fidanlara arkadaşlarla nasıl su taşıdığımız daha dün gibi gözlerimin önünde...
Bugün Kahramanmaraş’ta çıkan orman yangınları haberi notlarımız arasına düşünce, o günleri hatırladım. 28 yıl önceydi.
Onikişubat İlçesi Kazmabağları ve Çamlıca Mahalleleri ile Pazarcık İlçesi Şahintepesi Mevkiinde çıkan yangınlar vardı.
Son bilgileri alamadım. İnşallah söndürülmüştür.
Bizler öyle bir kültür ile büyüdük ki, “kıyametin kopacağını bilsen elindeki fidanı dik” hadisinin sahibinin ümmetiyiz. “Yaş kesen, baş keser” diyen padişahın torunlarıyız.
Yangınların çıkış sebebini bilemiyoruz. Ama ülkemizdeki orman yangınlarının yüzde 90’ının sebebi, insan kaynaklıdır.
O zaman, biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Orman alanında ateş yakımı yapmamalıyız, sigara izmariti atmamalıyız. Anız da yakmamalıyız.
Yanan sadece ağaçlar değil çünkü... Oradaki nebatatlar, hayvanatlar, toprağın ta kendisi ve yıllardır geçmişi olan ağaçlar.
Ekolojik denge yok oluyor orman yangınları ile. Orman yanıyor. Hayvanatlar canlı canlı ateş içinde kalıyor. Duman ile hava kirleniyor.
Hayatımız mahvoluyor. Aman dikkat. Azami dikkat...