Bu konuda çalışmadım, cevap veremiyorum...
AKİF ARSLAN
YERİ GELDİKÇE
Öğretmen şifa girdiğinde bir şeyler olacağını hissettim. Direkt gözlerime baktı. Titremeye başladım.
“Kalk” dedi, kalktım. Soruyu sordu. “Nasılsın evlat!?” Sesim titretecekti. Yutkundum. “İyiyim, hocam!” diyemedim. Yanıma geldi, ellerini omuzuna koydu, “Evet evlat! Nasılsın?” Sorusunu yeniledi.
“İyiyim hocam sağolun!” diyemediğim gibi “Kötüyüm hocam!” da diyemedim. Çünkü “İyi” değildim ama “Kötü” de değildim.
Ama bir şeyler demem gerekirdi. “Hocam. Bu konuya çalışmadım...” diyebildim. “Tamam. Bir dahaki sefere çalış!” dedi saçlarımı okşayarak.
Aklıma düştü de!
Önceki gün AK Parti İl Başkanlığından gelen “basın açıklaması” bilgi notuyla soluğu il başkanlığı binasında aldık.
TBMM Tarım, orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişçi, İl Başkanı Cüneyt Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen eski il başkanı Avukat Fırat Görgel, Onikişubat Belediye Başkanı seçilen Hanifi Toptaş, Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Olay, bazı il yönetim kurulu üyeleri toplantı salonundaydı.
Facebook üzerinden canlı yayın gerçekleştiren gazeteci arkadaşımız “Hazırız sayın bakanım” deyince de Vahit Kirişçi hocam konuşmaya başladı. Yaklaşık 15-20 dakika konuştu hocam. Dinledik. Not aldık. Vahit vekilin sizleri bitince de gazeteci arkadaşlardan bir kaçı soru sormak istedi. Eski bakan ve mevcut komisyon başkanı Prof. Kirişçi “Soru almayacağız” diyerek katılımcı Başkan ve Siyasetçilere birlikte salonu terk etti.
Belli ki cevap verilemeyecek sorudan çekinilmişti. Öyle ya Kahramanmaraş’taki 1+11 belediye başkanlığından 1+9’unu kaybeden bir İttifakın büyük ortağına nasıl bir soru gelecekti, cevap verilemeyecek. Şimdi ben de merak ettim. Kim, nasıl bir soru yöneltecekti?
“Neden kaybettiniz, nasıl toparlanacaksınız” mı sorulacaktı?
Çalışmadıkları bir yerden mi soru gelecekti?
Vesselam. Bazen basın toplantılarının sonunda muhatap “soru almayacağız” dediği zaman aklıma girişteki anı geliyor. “Bu bölüme çalışmamıştım” ya da “Hoca bu konuyu anlatırken ben uyuya kalmışım” cevabı verilecek sorular mı vardı.
Haydi gazeteci kardeşlerim, soramadığınız sorular sütunlarınıza yansıtın. Tabi yüreğiniz yetiyorsa da benim cehaletimi hoşgörün lütfen!