Abdullah Şanlıdağ
Filistin meselesi kangrene dönüşmeden, başta İslam ülkeleri olmak üzere BM, AB ve uluslararası kamuoyunun bu savaşa bir dur demesi gerekiyor. Savaşın devamı halinde 3. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi kaçınılmazdır. Neticede Filistin bizim için ne kadar kutsal ise diğer dinler için de öyle kutsaldır.
Meseleye biraz daha insani açıdan bakmakta fayda var. Hiç şüphesiz İsrail ordusu Gazze’de orantısız güç uyguluyor.
Çoluk çocuk demeden katlediyor, sivil birimleri ve hastaneleri vuruyor.
HAMAS’ın 7 Ekimde İsrail’e yönelik başlatmış olduğu savaşın ardından neredeyse 70 gün geçti. Savaş, tüm dünyanın gözü önünde insafsız, adaletsiz, hoyrat ve orantısız bir şekilde sürmektedir.
BM’nin 99. Maddesi uygulansa dahi yeterlidir. Türkiye bu maddeyi dile getirmiş olsaydı, bilmiyorum belki de bu kadar etkili olmazdı. Bakalım Guterres’in talebi dikkate alınacak mı?
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, 6 Aralık 2023’te Güvenlik Konseyi’ne, Gazze Şeridi’ndeki vahim insani durumla ilgili acil bir mektup göndererek Konsey’in, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşından kaynaklanan uluslararası tehdit konusunda harekete geçmesi ve insani ateşkes çağrısında bulunması için nadir görülen bir hareketle BM Şartı’nın 99. maddesine başvurmuştur.
Guterres’in yazdığı mektubun Türkçesi şöyle:
“Sayın Başkan, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 99. maddesi uyarınca size, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına yönelik mevcut tehditleri ağırlaştırabileceği kanaatinde olduğum bir hususu Güvenlik Konseyinin dikkatine sunmak üzere yazıyorum. Gazze ve İsrail’de sekiz haftayı aşkın bir süredir devam eden çatışmalar, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin topraklarında dehşet verici insani acılara, fiziksel yıkıma ve toplu travmalara yol açmıştır. Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplar tarafından 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen ve defalarca kınadığım menfur terör eylemlerinde, aralarında 34 çocuğun da bulunduğu yaklaşık 250 kişi kaçırılmış, 130’dan fazlası ise hala tutsak durumdadır. Onlar derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdırlar. Saldırılar sırasında yaşanan cinsel şiddet söylentileri dehşet vericidir.”
Buraya kadar olan kısım, İsrail’in haklarını savunmaya yönelik. Guterres de Hamas’ı terör örgütü olarak kabul ediyor. Hamas’ın terör örgütü olmadığı, bizzat Filistin’in tüm haklarını savunmak ve İsrail’i işgal ettiği topraklardan çıkarmak için kurulan meşru bir hareket olduğunu düşünüyoruz. Bu ayrı bir yazı konusu, bu kadarla yetinelim.
Guterres’in Gazze halkına ilişkin endişesi ise şöyle:
“Gazze’deki siviller büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. İsrail’in askeri operasyonunun başlamasından bu yana, yüzde 40’ından fazlası çocuk olmak üzere 15.000’den fazla kişinin öldürüldüğü bildirilmektedir. Binlerce kişi de yaralanmıştır. Evlerin yarısından fazlası tahrip edilmiştir. 2,2 milyonluk nüfusun yaklaşık yüzde 80’i giderek daha da küçülen alanlara zorla yerleştirilmiştir. 1,1 milyondan fazla insan Gazze’deki UNRWA [Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı] binalarına sığınmış; bu da aşırı kalabalık, insan haysiyetine aykırı ve hijyenik olmayan koşulları meydana getirmiştir. Diğerlerinin ise barınacak hiçbir yeri yoktur ve kendilerini sokakta bulmaktadırlar. Patlayıcı savaş kalıntıları bölgeleri yaşanmaz hale getirmektedir. Sivillere yönelik etkin bir koruma bulunmamaktadır. Gazze’deki sağlık sistemi çökmektedir. Hastaneler savaş alanına dönmüş durumdadır.”
Guterres, gayet mutedil bir dil ve diplomatik üslupla yetkisini kullandı ve uluslararası topluma seslendi.
Sonuç? Guterres’in mektubu sonrasında BAE ateşkesi içeren karar taslağı hazırladı. Ancak, Guterres’in madde 99 girişimi sonucunda 8 Aralık 2023 tarihinde BAE tarafından sunulan karar taslağı büyük bir çoğunlukla lehte oy almış ve yine ABD tarafından veto edilmiştir.
Konu BM Genel Kurulu’na taşındı. Genel Kurul 12 Aralık 2023 günü onlarca yıldır devam eden İsrail-Filistin çatışması ve Gazze’de devam eden krizin azalma belirtisi göstermemesi üzerine Acil Özel Oturum’da bir araya gelmiş ve Gazze’de ‘acil insani ateşkes’ talep eden bir kararı kabul etmiştir. Genel Kurul kararlarının devletler üzerinde yaptırım gücü yok. ABD şeytani bir güçtür. İsrail’i kısıtlayıcı ve durdurucu her eylemin karşısında ABD’yi görmek mümkündür.
ABD nasıl ki Suriye’de PYD ve YPG’ye silah- mühimmat vermişse, şimdi de aynı şekilde İsrail’e destek vermektedir. Bizim gözümüzde ABD Başkanı Biden nasıl bir haydut ve terörist ise, Biden’e göre de Hamas aynı şekilde teröristtir.